Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '11

 
Kategori
Tarih
 

23 Nisan'ın Önemi ve Ulusal Kurtuluş Savaşı

23 Nisan'ın Önemi ve Ulusal Kurtuluş Savaşı
 

O çocuklar aynı ırktan değiller.. Bu ülkenin evlatları.. Hepsi kardeş... Lütfen ırkçı olmayalım...


Yıl 1919...
Yer, Anadolu...
1.Dünya Savaşı başlamış ve sürüyor...
Yıkılmak üzere olan Büyük Osmanlı İmparatorluğu'nun son günleri...
Bir taraftan savaşlar bir taraftan hastalıklar, yokluk, yoksulluk...
Anadolu halkının tarihte karşılaştığı en zorlu ve umutsuz günleri... 

Bu savaşta bizimle birlikte olan kuvvetler yeniliyorlar...
Savaş kurallarına göre henüz yenilmemiş olmamıza rağmen bizde yenilmiş sayılıyorduk...
İmparatorluğun bazı yöneticileri işgali kabullenmekten başka seçenek göremiyorlar...
Dönemin sömürgeci devletleri ABD'nin desteğiyle İngilizler, Fransızlar, Yunanlar, İtalyanlar aralarında yaptıkları antlaşmalarla topraklarımızı paylaşma yarışına giriyor, akbabalar gibi topraklarımıza düşman orduları üşüşüyor...
Topraklarımızın dört bir yanı düşman generalleri, askerleri ve ajanlarıyla doluyor... 

Halk bu durumu kabullenemiyor ancak elinden de bir şey gelmiyordu...
Düşman için 'mutlu son'a geri sayım hızla sürüyor...
Bu 'son' a son vermek için her şeyi göze alan halkın içinden, bu vatanın evlatlarından 'bir' i, Mustafa Kemal Paşa, Ulusal Kurtuluş Savaşı' nı başlatmak için İstanbul'dan Samsun'a 19 Mayıs'ta geliyor. Samsun'dan Amasya'ya gidiyor. Oradan Erzurum'a ve Sivas'a... 

O, egemenliğin tek bir gücün elinde değil, ulusun bütününde olduğuna inanıyordu. Bu inançla «Ulusu yine ulusun gücü kurtaracaktır. Tek bir egemenlik vardır, o da ulusal egemenliktir» diyordu... Yurdun dört bir yanından başlatılan bu akımla, işgal ülkelerinin ajanlarından gizlice planlar yapılıyor, gelen temsilciler yani o dönemin kahraman milletvekilleri Ankara'da 23 Nisan 1920' de toplanmaya başlıyorlar... Tek hedefleri vardı; o da bu vatanı işgal güçlerinin ellerinden kurtararak bağımsız bir ülkenin temellerini atmak. 

Burası ilk Büyük Millet Meclisiydi. Tek katlı, sobalı, gaz lambalı, sıraları okullardan getirilmişti...
İşte o zorlu geçen, böyle bir başkaldırışın neredeyse imkansız olduğu düşünülen günlerde, yurdumuzun savunulması için tüm planlar burada yapıldı, neler yapılması gerektiğine ilişkin en önemli kararlar, vatanın düşman elinden kurtarılması için, burada hep birlikte verildi... 

İşgal güçlerinin her yönden tartışılmaz olan gücüne ve üstünlüğüne karşın; Atalarımız, çocuklarına yani bizlere gelecek nesillerine, özgürce yaşayabilecekleri bir ülke bırakmak üzere büyük bir azim ve mücadeleyle, kanlarının son damlasına kadar her şeylerini vererek, on binlerce şehit vererek, Kurtuluş Savaşı'ndan zaferle ayrılıyordu... 

İşte o gün, Mustafa Kemal Paşa'nın önderliğinde milletimiz; bu toprakların insanları, hangi insanlar, Türk'ü, Kürd'ü, Ermeni'si, Zaza'sı, Laz'ı, Çerkez'i, Arnavut'u, Çingene'si, Arap'ı, Musevi'si, Süryani'si, Yezidi'si, Azeri'si, Tatar'ı, Çeçen'i ve adını özür dileyerek şu anda sayamadığım diğer bu toprakların bütün etnik grupları; bunları saymak bile ayrımcılığın, ırkçılığın ta kendisidir ve çok yanlış bana göre, yani Türkiye Cumhuriyeti Halkı!... 23 Nisan 2011 de özgürce, kardeşçe yaşıyorsak bunu onlara borçluyuz, bu topraklar için canla başla mücadele verdiler. Onları en derin saygılarımla anıyorum. Tüm dünyaya Ulusal Kurtuluş Savaşı dersi verdiler... Ezilen uluslara ve ülkelere kurtuluş umudunun yolunu açtılar... Bağımsızlık savaşının öncüsü olan 'Kurtuluş Şavaşı'mız yeryüzünün öteki uluslarına ve milletlerine örnek oldu... 

Bugün kutladığımız bu tarih, 23 Nisan 1920, ilk Büyük Millet Meclisi'mizin toplandığı gündür... 23 Nisan, ulusun yönetme yetkisini kullanmaya başladığı, egemenliğin bir gücün veya bir padişahın elinde değil, ulusta olduğu düşüncesinin kabul edildiği gündür... Demokrasinin ve Cumhuriyetimizin temellerinin atıldığı gündür. Bugün Milli Egemenlik Bayramı'mızdır... 

Atatürk çok anlamlı düşünerek, bu önemli günü, en değerli emanetlerimiz olan geleceğin büyüğü ve bu ülkenin sahibi olacak olan çocuklara hediye etmiştir. Dünyada kutlanan ilk çocuk bayramıdır. Yarının büyükleri olan çocukların bayramıdır. Çocuklarımıza gerekli önemin ve değerin verilmesi gerektiğini de bu şekilde bize hatırlatmış olan Atatürk çocuklara çok değer verir, gezilerinde okullara uğrar, ders dinler, sorular sorardı. «Bugünün küçükleri yarının büyükleridir.» diyen Atatürk, yönetimin bayram süresince öğrencilere bırakılması geleneğini başlatmıştır. 23 Nisan'da yönetim birimleri bir süreliğine ülkenin gelecekteki sahipleri olacak olan çocuklara bırakılır. Bu güzel gelenek her yıl yinelenir. Her 23 Nisan'da yurdumuz bir bayram alanı olur. Çocuklar törenlerde konuşmalar yaparlar, şiirler okurlar. Gece fener alayları düzenlenir. Bu bayram her yıl bu şekilde, bu bilinçte kutlanacaktır, kutlanmalıdır... 

Bütün çocukların ve de bu günün önemini gerçekten anlıyabilmiş olan tüm vatandaşlarımızın, 23 Nisan Ulasal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nı kutluyor; ülkeme birlik ve beraberlik getirmesini diliyorum... Bu ülke hepimizin, bu yüzden lütfen ona hep beraber sahip çıkalım. Çok zor kazandığımız ve kurduğumuz bu güzel vatanda lütfen bizleri ayırmaya çalışan, aramıza düşmanlıklar aşılamaya çalışanlara en güzel dersi verelim ve geçmişte olduğu gibi, bu aynı bayrağın altında, kardeşçe, huzurlu bir şekilde yaşamaya devam edelim. 

Yüce Allah'ın izniyle ve bilinçli insanlarımızın inancıyla hiçbir zaman amaçlarına ulaşamayacaklar. İşte görüyorsunuz bugün 24 Nisan, ve birileri tarihi yalanları 'Ermeni Soykırımı' günlerini dayatıyorlar, halkları düşmanca kandırıyorlar... Aynı toprağın evlatlarını, kardeş halklarını ayırmaya çalışanlar elbet bir gün cezalarını bulacaklardır. Atalarımızın canlarını feda ederek bize emanet bıraktığı mirasa çocuklarımız için lütfen sahip çıkalım... Lütfen, bizi kışkırtmalarına izin vermeyelim... Lütfen kendi çıkarları uğruna bizleri huzursuzluğa, ülkemizi de bir kaos ortamına sürüklemelerine izin vermeyelim... Allahım, umarım sesimi birileri duyuyordur... 

Yazımı ulu önderimizin çocuklarımıza verdiği güzel mesajıyla bitiriyorum.
“ Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk parıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak olan sizlersiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.”
Mustafa Kemal Atatürk. 

Sevgiler,
Emre1 

 
Toplam blog
: 21
: 3107
Kayıt tarihi
: 21.05.09
 
 

İstanbul doğumluyum... İstanbul da yaşamaktayım... Tıp Fakültesi'ni yeni bitirdim-bitiricem sayıl..