25. haftanın ardından

Çok şükür Süper Lig’de bir haftayı daha sağlıkla geride bıraktık.

Maç yorumlarımda da göreceğiniz üzere tam tahmin ettiğim şekilde sonuçlar ve çekişmeli bir hafta oldu.

Ancak öncelikle sırası gelmişken burada Blog yöneticilerinden bir şikayetim var,
Perşembe ve Cuma günleri maçları yorumladım ve yayınladım.

Blog yöneticileri, önce yazılarımda bir imla hatası olduğu düzeltmem gerektiğini belirttiler.

Bende belirtildiği şekilde düzelterek tekrar yayınladım ama ne yazım yayınlandı nede bir cevap alabildim.

Ben bu Blog’un ciddiyet ve güvenliğine inanarak burada yazmaya başladım,
İnşallah bu ilk ve son olur.

Şimdi gelelim haftanın analizine,

Şampiyonluk yarışı her hafta biraz daha heyecan ve çekimeli bir hal alıyor,
Bursaspor şuan gizli lider, Diyarbakırspor’un maçının Salı günü teyit edilmesinden sonra sonucuna göre herşey daha netleşecek, bu haftada Manisaspor karşısında kazandılar, takım olgusunun en güzel örneğini sergilemeye devam ediyorlar, sahada takım, tribünlerde taraftarlar bir bütün olarak hareket ediyorlar, her ne kadar yıldız oyuncuları yoksada bu bütünlüğün vermiş olduğu güven, tecrübeli oyuncularının takıma hakimiyeti, tribünlerinde coşkusu şampiyonluk istiyoruz coçkusunu yansıtıyor vede buna inanıyorlar, böyle devam ederlerse neden olmasın.

Ancak Bursaspor’u bundan sonraki haftalarda zorlu bir dönemeç bekliyor, artık daha dikkatli, istekli olmalılar ve her maç ikişer kişilik mücede etmeliler.

Galatasaray tam tahmin ettiğim gibi tecrübeli oyuncuların farkını bu maçtada hissettirdi ve bu oyuncular ile maçı kazandı.

Artık Baroş gibi çok tecrübeli golcüleride sahalara dönmüş durumda, onun eksikliğini çok hissettiler. Keita, Arda gibisonuca direk etki edecek oyuncularıda artık sahneye çıkmaya başlıyorlar, bu hafta Keita’ı oyuna direk etki ederken izledik, üç goldede pozisyonun içinde idi, ama Galatasaray’ın işide bundan sonra pekte kolay görünmüyor, artık çok zorlu rakipler ile oynayacaklar, burada öne çıkacak olan belirtmiş olduğum gibi yıldızlarının performansı, bir iyiler, bir hafta çok kötüler, onlar iyi olurlar ve kendilerigibi oynarlarsa Galatasaray Bursaspor ve diğer rakiplerine oranla bir adım öndeler.

Beşiktaş yavaş yavaş tıoparlanmaya başladı, hem takım içerisinde hemde tribünlerde bir sakinlik var, takım iyi sonuçlar almaya devam ettikçede bu sakinlik devam edecek, onlarında şampiyonluk şansları devam ediyor, en az rakipleri kadar yarışın içerisindeler, genele bakıldığında Mustafa Denizli camiaya hakim görünüyor, bu şekilde devam ederlerse sonuna kadar kovalayacaklar, ancak onlarında hem yarıştaki rakipleri hemde diğer maçları ile yapacakları maçlar çok zorlu geçecek, tecrübeli oyuncuları ve yıldızlarının bir önce toparlanıp onlarında şampiyonluk inancını göstermeleri ve kendilerini gösterme adına mücadele etmeleri gerekiyor, takımın yıldızı şu an 36 yaşındaki İbrahim Üzülmez ise herkesin şapkasını önüne koyup iyi düşünmesi gerekiyor.

Fenerbahçe bu haftada Gençlerbirliği karşısında berabere kaldı ve yarışta çok önemli bir yara aldı, bu yara puan olarak çok önemli olamayabilir ancak takımda güven ve oyun anlayışı açısından çok önemli, takım gittikçe eriyor, bir an önce camianın biraraya gelmesi ve takıma güven aşılaması gerekiyor, bu nasıl olur bilemiyorum ama bunu yapmalılar. Takım diken üzerinde, kimse sorumluluk almıyor, herkes kaçak mücadele ediyor, ayağına top gelen oyuncu hata yapacağım diye korkudan titriyor sanki, takımın bütün görüntüsünü ve değerlendirmesini Emre Bölezoğlu’ndan tahmin edebilirsiniz aslında. Emre çok tecrübeli ve takıma sahip olup sakinleştirmesi gerekirken tam tersi sanki takımın ruhsuzluğuna, kimsenin sorumluluk lamamasına herkesin kaçak oynamasına isyan edercesine onlarla kavga edemediğinden bütün hırsını her dakika hakemle kavga ederek harcıyor, takımın ne kadar stres ve diken üzerinde olduklarının bir göstergesi sanki, Fenerbahçe bir anönce öyle veya böyle toparlanmalı ve yarışa devam etmeli, bu yarışın en önemli favorilerinden, aksi takdirde Avrupa kupalarına nasıl katılırım hesabı yapmaya başlayabilirler.

Trabzonspor lige havlu atmış, bütün hesabı kupa üzerine kurulu, Şenol Güneş her maç bütün oyuncularına şans veriyor onların performansını görüyor ve gelecek yılın planını yapıyor, bütün maçlarını kazanmak için sahaya çıkıyorlar, onların bu yarışın dışında kalmış olması kalitelerinden birşey kaybettirmiyor, her oynadıkları takıma bu ligin dört büyük takımından biri olduğunu hissettiriyorlar.

Kayseri, Eskişehir, İ.B.B., Antalya, Gaziantep, Geçlerbirliği, Kasımpaşa artık bu lige havlu atan takımlar, puan olarak kendilerini artık garantiye almış durumdalar, bundan sonra her maç yeni senenin yapılanması ve maddianlamda kazançelde etmek için mücadele edecekler.

Antalyaspor ve Manisaspor’un kupa hayalleri var onlarda bütün güçleri ile önce final oynamak sonra kupa almak heyecanını yaşamak istiyorlar,

Anakaragücü, Manisa, Sivas, Diyarabakır, Denizli bütün güçleri ile artık kümede kalma mücadelesi verecekler, bu takımların bu haftadan sonraki maçlarıda en az şampiyonluk mücadelesi kadar sıkı ve heyecanlı olacak, doğrusu bu mücadelelerde futbol kalitesi açısından olmasa da mücedele istekleri açısından izlemeye değer maçlar olacak.

Önümüzdeki haftadan itibaren yarışın çok daha önem kazandığı mücedele ve heyecanın çok daha arttığı maçları izlemeye ve heyecanını yaşamaya başlayacağız.

Tek temennim bu yarışın sadece saha içerisinde futbol adına bol mücadele, futbol kalitesinin arttığı ve hak edenlerin kazandığı şekilde sonuçlanması.

Bütün futbolseverlere heyecanlı ve futbol zevki ile dolu haftalar diliyorum.