Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Nisan '12

 
Kategori
Futbol
 

34. Dakika

Dünkü doksan dakikadan sonra ben de futbol konuşmak isterdim.

Hem Trabzonsporlu oyuncuların vasatı aşamayan performansı, hem de konuk takımın maça gayet iyi hazırlanmış olması nedeniyle Fenerbahçe'nin, yediği gole kadar, sezonun en rahat deplasman maçlarından birini oynadığını söylemek, sarı lacivertlilerin savunmadan başarıyla çıkamama kaynaklı yedikleri golün sinyalinin aslında maçın ilk dakikalarından itibaren geldiğinin altını çizmek veya genel kanının aksine Chiristian'ı gayet başarısız bulduğumu ve bunun nedeninin de onun asli görevi olan savunma ve orta saha bağlantısını gerektiği ölçüde sağlamadığını düşündüğümü belirtmek benim de hoşuma giderdi; fakat mümkün değil.

Üzerinde futbol oynanması öngörülen sahada iç çamaşırları, meşaleler, hatta çakılar olunca sadece Fenerbahçe'nin Emre'yi çok araması veya Caner'in gördüğü sarı kartın maçın seyrini değiştirmesi gibi bu maça özgü değil Burak'ın Trabzonspor tarihindeki yerini her geçen hafta biraz daha perçinlemesi veya Özer'in beklentileri karşılamaktan giderek uzaklaşması gibi görece daha genel konulardan bahsetmek dahi anlamsızlaşıyor.

Trabzonspor taraftarının maçın ne önünü, ne kendisini ne de sonrasını düşünerek hem kendilerine, hem takımlarına, hem de futbola son derece zararlı bir şekilde sahaya müdahalelerini "holiganlık" terimi ile tanımlamak çok zor. Zira söz konusu olaylar, olayların başladığı dakikanın otuz dört olması nedeniyle sadece Fenerbahçe'ye değil tüm İstanbul takımlarına karşı takınılmış bir tavır, sadece bu sene ve sadece futbolda değil hemen hemen her sene ve birçok alanda haksızlığa uğradığını düşünen Trabzon kentinin İstanbul'a karşı bir baş kaldırısı ve sonuç olarak büyük bir toplum isyanı oldu.

Ancak bahanesi ne olursa olsun bir futbol sahasına yabancı madde atmanın açıklaması bende mevcut değil. Hele bir de bu maddeler futbolcuların yaralanmasına neden olabilecek türdense akıl sınırlarım zorlanıyor. Değer mi diyorum. Bir an için bordo mavili taraftarların düşündüğü gibi şampiyonluğun geçen sene Trabzonspor'un hakkı olduğunu ve Fenerbahçe mutlu sona haksızlıkla uzandığını kabul edelim. Bu durum dahi, sahaya su şişesi yağdırarak rakibe köşe vuruşu attırmamaya, duman meşaleleriyle sahayı göz gözü görmez hale getirmeye ve kesici maddelerle sporcuların sağlığını tehdit etmeye değer mi?

Seyircisiz bir stadyum dünyanın en hüzünlü mekânlarından biridir ama o bile Avni Aker'in dünkü hali ile karşılaştırıldığında kesinlikle bir eğlence parkına eş değer hale gelir.  Sahi bu stadın yapımında çok büyük emek sahibi olan Hüseyin Avni Aker dün yaşananları görse ne düşünürdü?

Sonuçta dün yaşananlardan sonra hâlâ Fenerbahçe'nin golünde ofsayt olup olmadığını tartışabilecekseniz buyurun. Tüm bu olan bitenden sonra benim gözümde o pozisyonun önemi devedeki kulaktan büyük değil.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..