34 İST 1453!

Bir gencin kıyafetinde yazıyordu bu. Plaka gibi ilk görüşte. Ama son derece ince biz zekâ ve oldukça çarpıcı.

Geçtiğimiz Perşembe, yani 29 Mayıs 2008 tarihi fethin 555. yıldönümü idi. Kimseler pek fark etmedi, öylece geldi geçti.

Bazı toplum önderleri veya konuşmacılar Fatih’ten bahsettiler. 21 yaşında şöyle yaptı, böyle etti gibi. Sanki ona fethi yaptıran 21 yaşıymış gibi gençlere “siz nerelerdesiniz?” gibi laflar ettiler.

İçi boş konuşmalar, anlamsız kutlamalar. Tek bir anlamlı olaya şahit oldum: O kazaktaki plaka gibi yazı, 34 İST 1453!

Ha bir de Yunanistan’dan dönen arkadaş var, az kalsın unutuyordum.

“Buralarda Osmanlı eseri var mı?” diye sormuş. Tarif etmişler, ilerlerde bir yere varmış. Bakmış, apartmanlar arasında harabe bir bina. Zar zor “eskiden cami olduğu” seçiliyor. Kırık dökük bir minaresiyle hüzün ve keder içinde duruyor orda.

Sonra Bizans eserleri de varmış. 1500 yıllık eserler. Son derece bakımlı, içindeki resimlerle, çizimlerle, yazılarla korunarak günümüze ulaşmış.

Düşündüm, Osmanlı asırlarca kaldı orada, Bizans eserleri hiç bozulmamış, korunmuş. Ama Osmanlısız geçen 180 senede geriye sadece bir cami harabesi kalmış ondan. Hepimiz yunanız diye bağıracak binlerce kişi bir de, Mericin bu tarafında!

İşte böyle. Sevgili hatipler, “Fatih sizin yaşınızda İstanbul’u fethetti, sizi gidiler, sizi!” diyorlardı geçen hafta.

Hepimiz yunanız demeye alıştırılan gençlerden fetih ruhu çıkarmak mümkünmüş gibi.

Şimdi bana, kim diyor bunu demeyin lütfen. Hepsi başka şey olan binlerce kişi görmemiş olamazsınız!

Hepsi değil de, birkaç tanesi Türk olan bir genç grubu görseydim… Gözüm açık gitmeyecekti.

Nerdesin 34 İST 2023? Daha çok mu var?