Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '07

 
Kategori
Futbol
 

45 dakikada 3 puan

45 dakikada 3 puan
 

Hafta arası Porto karşısında oynadığı futbol ile beğeni kazanmasına rağmen hedeflediği puanları alamayan Beşiktaş, lige yaptığı dönüşü tek devrelik oyunuyla kazasız atlattı. İlk 45 dakikada modern futbolun tüm gereklerini hemen hemen sahaya yansıtan siyah-beyazlı ekip her nedense ikinci yarıyı rölanti bir tempoda oynamayı tercih edince taraftarını yine sıkıntıya soktu. Maça Porto önündeki dizilişle başlayan Ertuğrul Sağlam 4–3–2–1 sistemini bozmadı. İleri uçta Nobre tek santrfor, bu oyuncunun hemen gerisinde ise Burak ve Delgado görev aldılar. Orta sahada ise Tello, Cisse ve Serdar Özkan yine bilindik isimlerdi. Bu diziliş, sahada görev alan kimi isimler farklı olmasına rağmen Porto önünde hepimizi umutlandıran bir futbolu sahaya yansıtmayı başarmıştı. Bu yüzden Gençlerbirliği karşısında başarıya ulaşılamaması için de bir sebep yoktu. İlk yarıya baktığımız zaman öyle de oldu.

Belki Beşiktaş’ın golü bulması için 45.dakikaya kadar beklemesi gerekti ancak yaşanan pozisyon zenginliği, rakibe uygulanan baskı ve oynanan futbola bakıldığında Beşiktaş 10 ise Gençlerbirliği 2 ya da 3’tü. Yalnızca ilk devrenin orta ve şut istatistiklerine bakmak bile Beşiktaş’ın rakibini ne ölçüde bunalttığına dair iyi ipuçları verecektir. İlk 45 dakikada Beşiktaş 12’si isabetli 21 orta yaparken, Gençlerbirliği’nde toplam orta sayısı 2 idi. Yine ilk yarıda Beşiktaş rakip kaleye 5’i isabetli 9 şut çekerken, kırmızı-siyahlı Ankara ekibi ancak biri isabetli 2 şut imkânı bulabildi. Tabi bu şut ve orta pozisyonlarının da sezon başından beri yazmaktan yorulduğumuz ve son haftalarda iyice alarm vermeye başlayan Zan-Toraman tandeminin hatalarından kaynaklandığını belirtmek gerek.

İkinci yarıya çıkıldığında, Beşiktaş’ın çıldırtıcı kontrol futboluna döndüğünü gördük. Her ne olduysa Beşiktaşlı futbolcular şoklanmış balık gibi donuk, hareketsiz ve isteksizdiler. Bu skoru koruma telaşının sonucu olarak 45 ile 60.dakikalar arası Gençlerbirliği baskı kurup bir-iki de pozisyon yakalayınca, futbolculardaki bu telaş yedek kulübesi ve Ertuğrul Sağlam’a da sirayet etti. 66.dakikada sahaya kemendini atan Sağlam her zaman olduğu gibi Delgado-Koray değişikliği ile takımını 4–4–2 ’ye döndürdü. Oysa Beşiktaş için kafa yoran pek çok kişi gibi ben de rahatlıkla iddia edebilirim, iki ön liberolu bu 4–4–2 anlayışı ile Beşiktaş T.F.F 1.Ligi takımları karşısında bile zorlanır. “Baş nereye giderse ayaklar oraya gider” atasözünü pek çoğumuz biliriz. Beşiktaş’ın hocası Ertuğrul Sağlam ise takımının tek farklı öne geçtiği maçlarda takımını başsız bırakarak aslında işleri zora sokuyor. Nitekim bugünkü maçta da 4–4–2 sistemine yapılan bu dönüşten sonra Gençlerbirliği oldukça ciddi pozisyonlara girdi. Hele 84.dakikada Gençlerbirliği adına Erhan Güven’in değerlendiremediği bir pozisyon var ki, gol olması durumunda Beşiktaş’ın 2 puan kaybetmesi işten bile değildi.

İlk yarıda sergilenen müthiş futboldan sonra ikinci yarıda biraz daha kontrollü olmak, Porto maçının etkileri de değerlendirildiğinde mantıklı bir davranış tarzı olabilir ancak Beşiktaş takımının kontrollü oyundan anladığı kendi yarı sahasına gömülerek rakip kaleyi unutmak olmamalı. Galatasaray derbisi ve Marsilya maçları Beşiktaş açısından kontrollü oyun senaryolarının iflas anlamına geldiğini gözler önüne sermişti. Bugünün futbolunda çift ön liberolu oynayan takımların bile 4–4–1–1 taktiğini benimsediği gözlerden kaçmamalı.

Beşiktaş’ın son oynadığı karşılaşmalar incelendiğinde rakipler açısından bir de siyah-beyazlı ekipten puan almanın anahtarı durumuna gelmiş olan “sert futbol” konusu var. Bugün de Gençlerbirliği takımının gereksiz sertliklerle Beşiktaş’ı sindirmeye çalıştığını gördük. Özellikle kırmızı-siyahlılarda Sedat’ın 70 dakika sahada kalmasına rağmen önüne gelene yaptığı kasıtlı sertlikler ve bu duruma hakem tarafından göz yumulması ilginç. Sedat’ın bu oyunu karşısında kendi Teknik Direktörü Stumpf bile dayanamayıp oyuncu değişikliğine gitmek zorunda kaldı.

Şimdi önümüzde lige verilecek milli maç arası var. Bu ara sakatların iyileşmesi, takımın dinlenmesi ve taktik çalışmalar açısından Beşiktaş’a ilaç gibi gelecek. Görünüşe göre gelmesi de gerekiyor çünkü mevcut durumda Galatasaray’ın ensesinde nefesini hissettirme görevi Beşiktaş’a kaldı.
 
Toplam blog
: 235
: 717
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Yazar 1976 yılında İstanbul'da doğdu. Tüm eğitim ve öğretim hayatını burada tamamlayarak, 1999 yı..