50 first dates

Romantik komedi filmleri favori tarzım değildir açıkçası. Ama gişe haftasında pek de alternatifiniz yoksa ya da evde film izlemek istediğinizde size en hoş vakti geçirtecek tarz yine romantik komediler olmuştur. Son yıllarda Richard Gere ve Hugh Grant yoğun romantik komedilerden sıkılmıştım açıkçası. Karizmatik yakışıklı jönümüzün yanında bir de dünya tatlısı aktristimiz. Komik bir şekilde başlayan tanışmalar ve romantik çıkma anları vs...

50 First Dates romantik komediye farklı bir tarz getirmiş. Çok güzel bir kız (Drew Barrymore) ve karşısında çok yakışıklı olmasa bile sempatik bir erkek (Adam Sandler)... Fakat kızımızın bir problemi vardır. Geçirdiği bir trafik kazası sonucu hafızasını yitirmiştir ve her sabah kaza yaptığı günün sabahındaki gibi kahvaltı için sahildeki kafeye inmektedir. Ve Lucy'yi gören Henry, onu kendine aşık etmeyi başarır ama ertesi sabah Lucy Henry'i tanımayacaktır bile. Ama Henry asla vazgeçmez, Lucy'i her gün kendine aşık etmeyi türlü yollarla başarır ve geceye kadar harika vakit geçirirler. Çevrelerinin yardımıyla da hafıza kaybından kurtulamayan Lucy ile uzun ömürlü bir ilişki için çözümü bulur. Çözüm için ve o her günkü aşık etme formülleri için sizi bu harika vakit geçirten filmi izlemeye davet ediyorum.

Drew Barrymore'a bu filmdeki Lucy karakteri harika yakışmış. Çoğu zamanki hırçın kız karakterini itici bulsam bile, bu filmde insanın tek kelimeyle rüyalarını süsleyen tatlı mı tatlı biri halini almış :)