Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Haziran '10

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

64...

64...
 

Başlığa bakınca tavşan resminin artı iki gibisi dursa da maalesef bu benim kilom. Bunu bütün samimiyetimle söyleyeyim ki doktorun kantarında bozukluk var. Pardon bu söz düşük oldu. Doktorun muayenesinde duran baskül. Tamam, az evel önüme konan fıstıkları götürüyorum. Buna birşey demeyeceğim. Öz dr. Yağları fındık, fıstık ne bulursanız ondan alın dediydi. Lakin ben bununla yetinmeyecek kadar kalitede bir insan olduğumdan, 1, 5 kilo tereyağ daha stok yapmış vaziyette her yemeğe az tad versin diye de ilave etmişliğim bu haftada iki kez dolma sarıp yemişliğim var. Bütün bunların yanında her ne kadar bir hafta boyunca sadece salata ile beslendiğim de var yani. Ozaman zarfında kendimi bir zayıflamış görüyorum ki anlatamam. Halbuki aynıyım. Sevgili Kevser’in bloğunda kuymak görünce kafama iyice yerleştirdim.Hoş yayla peyniri, Trabzon peynirini aratmadı. Evde mısır unu ile tere yağda var ya nasıl olsa. Önce koca tavayı tek başıma test ettim. Ohhh ellerime sağlık. Ondan sonra bütün ev ahalisine de bunu yedirmeliyim diye seferberlik ilan ettim ve ben ne yazık ki tansiyon hastasıyım. Sırf bunlarıda bu yüzden yazıyorum. .Dr. geçirtmediği test kalmadı ama maalesef benim tansiyon sırf yeme yüzünden tavan yapıyor tam bir altın gibi. Son haftalardaki yürüyüşlerimden en az iki kilo kadar kaybım var hesabı yapıyordum 64’ü görünce öyle üzüldüm, öyle üzüldüm. Dr. yanında halbuki ben yürüyüş yapıyorum, tuzsuz yiyorum ama kilo almışım bile dedim; dedim evet.

Her neyse, önümüze bakalım yıldız, 64’te kalma diyenlere önümüzdeki 3-4-5 temmuz'da evleneceklerin listesini yazsam şaşarsınız. Birinin kınası, öbürünün mevlidi, diğerinin düğünü çakışmakla tam 6 ve bugün itibariyle 7 düğüne çağrıldım. Hangi birine gitmeliyim. Hoş kart getirene keşkek, tatlı varsa geleceğim diyordum ama 64’den sonra yemem diyemeyeceğim. Hele de bol soğanlı bir düğün yahnisi neden olmasın. Ama olmaz ki, nerden baksan ortalama 50’den aşağı düğün bahşişi yok. En yakınım var ama onunki 8 Temmuz'da. Ona da birşey düşüneceğiz artık. Yahni artı dolma, tatlı olur zannımca. Şu evde kalmanın da bir kötülüğü varsa da o da şu; ramazan fitre’sini ailenin çocukları adına evin büyükleri öder. Misal benim fitreyi babam veriyor. Oh, evde kaldığım için, gelin görünki evde kaldığım için artık düğün kartları anne-babamdan ayrı geliyor. Sayın; Yıldız Yüksel, Sayın Melehat YÜKSEL… takdir edersiniz ki iki ismim var. Gücüme gitmiyor desem yalan olur. İslam bile babama ödettirirken fitreyi benim eşim dostum bana ayrı kart yolluyor. Tamam, annemi babamı çağırdınız anladık. Hayır mesela bir de söyle kart var; Melehat-Çakır-Salim YÜKSEL… Ne oluyoruz değil mi? Ben gelmezsem senin kızın-oğlun evlenmeyecek mi? Velhasıl muzdaripliğimin diğer yanı da düğünde esas gelin-damat unutulur. Darısı başına, derler ıhıh ıhhhh gülerler. Evde kaldın baaak, çocuklar evleniyor ayol der gibi, sonracıma yaşıtlarım çocuklarıyla gelirler ablası, teyzesi bak büyüdü, der, anlarım bakışlarından… Yaaa derim darısı başıma. Ay ayol asıl senin haberin yokkk kız ben mavi nüfus cüzdanı çıkartıımm hıhıhıhıııı… (abiye gibi iki omuz titretirsek şurada ancak duruma oturur bu) Ah, iki dolma daha rica edecektim ben, ellerinize sağlık çok güzel olmuş! Eğer ki, eski köy düğünleri gibi, 3 gün öncesinden yemekleri yerel aşçılara yaptırıyorlarsa olay şahane. Bütün akrabalar birlik olup masa kurar, misafir ağırlar o arada iki takalak ederler ve samimidir herkes. Şimdilerde moda, lokanta aşçılarına ihale ediliyor her şey. Siz kına gecesine gittiğinizde önce ramazanda kurulan iftar çadırlarının önü gibi kuyruğa giriyorsunuz. Sizden önce masaya oturanların nasıl yemek yediğini gözleyerek sıranızı beklersiniz. Hoş orada durmak bana aşevlerini hatırlatır ve rahatsız olurum. Mecburmuşum gibi, ihtiyaçtan yemeliymişim gibi… Acaba benim başıma gelirde düğün yaparsam bütün köy ahçılarını çağırmalıyım. Bütün akrabalarımı da. Belki daha sıcak bir ortamda, daha samimi, daha kaynaşmış, daha mutlu ortam olmaz mı_? olur. Şimdilerde düğünlerde yemek ikram etmek, bir görevse görev, Allah Allah adam gibi ağırlayın o zaman. Madem beni aç göndermemeye kararlısın kıy parana… Masayı çoğalt, servisi çoğalt öyle değil mi? Bende kesimlik inekler gibi yemek sırası beklemeyeyim. Bazen kaçasım gelir, çantamdaki parayla gidip dışarıda kendime ziyafet çekesim gelir, gelir ama sadece aklıma gelir… Kaçamam!

 
Toplam blog
: 359
: 1593
Kayıt tarihi
: 29.11.06
 
 

Deli-dolu, akıllı,  yalandan yere çamura yatan, normal değerlerde zekalı, esprili, şakacı, kendin..