65 yaş üstü ve kötü bürokrasi

Kötü bürokrasi vatandaşına eziyet eder, onu yorar. Komünist sistemde 1989’a kadar özellikle son on yıl Rus vatandaşının ömrü gıda kuyruklarında geçmiştir.

Fransız bürokrasisi kötüdür, kurallarıyla sizi yorar. Gider gelir zaman kaybedersiniz. Ancak yolsuzluğu fazla söylenmez.

Hindistan’da hem kural çoktur, hem de bürokrasi sinekten yağ çıkarır. Ehliyetinizi sizi imtihana sokan şirket kanalıyla aldığınız ve bunun bürokrasiye ödenen bir yolsuzluk bedeli olduğu söylenir.

Biz de de altta tembel, üstte hızlı çalışan fakat evet efendimci bürokrasi zararlıdır. Bu bürokrasi şimdi kendisine bir rol edinmek istiyor. Aman uzak duralım.

Bu rol 65 yaş üstündekilere oynanmak isteniyor. Sağlık mensupları Covid 19’un 70 yaş üstündekilere ve hamile hanımlara zararının çok olduğunu görüyor, biliyor. Bu insanlara Covid 19 bulaşmasın diyor.

Bu istek haklıdır.. Ama doktorlar bürokrasiden anlamaz. Kötü bürokrasi bunu kullanmaya çalışıyor

“65 yaş üstündekilere söylenecek kural şudur. “Saygıdeğer yurttaşım 65’ini geçtiysen, şeker, kalp böbrek rahatsızlıklarından biri bile olsa bu virüs sana çok zarar verebilir ve sonu ölümcül olabilir. Yaşamını buna göre ayarla. Dikkatli ol. Maskeni tak. Mesafeni koru. Temizliğe dikkat et”.Bunu söylemek yeterlidir.

Kötü bürokrasi ve TV konuşanları “Bizim vatandaşımız yeterli bilinçte değildir. Kuralla zorlamak iyidir" der. Cevabım bunu söyleyenlere şudur. “Bu seni ilgilendirmez. 65 yaşın oyu ile okumaz yazmaz adamın oyu eşittir.”  Bu kural geçerliyse yaşla ilgili kural konulamaz.

Kötü bürokrasi güya akıl satar. 65 yaş üstündekiler haber versin. İzin alsın. Yanlıştır. Nedenlerine gelince,

Birincisi,  65 yaşın üstündeki her insan belirli bir bilince sahiptir. Ölçülü yiyip içer. Çok yerse gece yatamaz. Kendine beslenmesine, yaşamına dikkat eder.

İkincisi, yaşa göre yeni bir sınıf yaratılıyor. Siz onlara ne karışıyor, yaşam hürriyetini neden olumsuz etkiliyorsunuz. “Mahallede kabadayılık yapan, efelenen kendini bilmeyen genç, kahvedeki aklı başında yaşlıya, yaşlısın diye seslenmiyorum. Yoksa seni döverdim” diye efelenir. Kendine paye çıkarır. Bu durum bana  kötü bürokrasiyi hatırlatıyor. Kendilerine görev çıkarıyorlar.  “İhtiyar sen 65’in üstündesin. Seni karakola götürüp ceza yazardım. Kaybol gözümden” diyen bekçi aklıma geliyor.

Üçüncüsü, Yaşlı bağımsız olmak, birisine muhtaç olmak istemez.

Türkiye’de kadın ömrü ortalaması 81 yıl, erkek ömrü ortalaması 75,6 yıldır. 65 yaş üstünde kalan 10,6 yıllık erkek ömrünün yarısı, 16 yıl kalan kadın ömrünün yarısı muhtaç olmadan, toruna, evlada yük olmadan geçer ve altın yıllardır.

Siz şimdi, beş veya on yılı kalan sağa sola muhtaç olmadan yaşayacak insanları internetten izin al, şunu yap bunu yap diye rahatsız ediyorsunuz, muhtaç ediyorsunuz.  Bunun onlara saygılı davranmakla ilgisi yoktur.

Zaten diğer yarısı başkalarına muhtaç ve her hareketi başkalarının desteğine bağlıdır.  Fiziken sokakta kalması, yürümesi zaten süre olarak sınırlıdır.

Dördüncüsü, Yaşlı olup, şirketi, işyeri olan yüzbinlerce 65 yaş üstü var. Kimsenin onun ne zaman çalışacağına, evinde ya da iş yerinde çalışmasına, nerede nasıl tatil yapacağına karışmasına  hakkı yoktur. Bu yaşlı insanlara ekstra olarak şu kurallara uyun demek eşitliği bozar.  Şirketlerin Yönetim Kurulları yaş ortalamasını bana lütfen söyleyebilir misiniz? Hayır dediğinizi işitiyorum.  Yaşlılık sinirden arınmış, akılcı karar üretme dönemidir. Ayrıca, bu sınırlamanın az ya da çok ekonomik maliyeti hesaplanmış değildir.

Son söz, Lütfen yaşa göre kural koymayın. Hepimiz eşitiz, hürüz. Türkiye’de olmayan zenci sınıfı yaratmaya çalışmayın. Hepimizin aynı havadan, istediğimiz yerde  nefes almaya hakkı var. Haklarımızı sınırlamaya çalışmayın.