Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Güncel
 

86. yılda Hayrunnisa Hanım'ın eli havada kaldı

86. yılda Hayrunnisa Hanım'ın eli havada kaldı
 

Cumhuriyet'in 86. Yılında Hayrunnisa Hanım'ın eli havada kaldı


İşte, eski Cumhurbaşkanı'mız Ahmet Necdet Sezer'in bir türlü atamasına onay vermediği TRT Genel Müdürü. Meğer ne kadar da haklıymış değil mi Sayın Sezer?

Cumhuriyet'in 86. Kuruluş yıldönmü nedeniyle yapılan törende Sayın Cumhurbaşkanı'nın ve eşinin bayramını kutlamak üzere protokol geçiyor. Sıra İran'ın büyükelçisine geliyor ve elçi Abdullah Gülün'ün elini sıkıyor ve Hayrunnisa Hanım'ın elini sıkmıyor. Hemen onun arkasından TRT Genel Müdürü geliyor ve o da Abdullah Gülün elini sıkıyor fakat Hayrünnisa Hanım elini uzattığı halde TRT Genel Müdürü bayanın elini sıkmıyor ve başıyla selam verip geçiyor.

O salonda çağdaş Cumhuriyet'in 86. yılı kutlanıyor. Henüz 86 yılda çağdaşlaşamayan bir insan. Elinin kadın eline deymesini günah sayan, haram sayan bir insan TRT'nin Genel Müdürü.

Daha yeni kanun çıktı bundan böyle alacağımız bütün elektronik eşyada ve kullanacağımız arabada büyük oranda TRT'ye yardım vergisi ödeyeceğiz.

Hangi TRT'ye?

Cumhurbaşkanı'nın eşinin elini sıkmayan bir insan tarafından yönetilen TRT'ye. Böyle bir TRT'ye yapacağımız parasal yardım bizlerden zorla kesilecek. Böyle bir insanın başında bulunduğu TRT'de sözüm ona çağdaş Türkiye Cumhuriyeti'nin yararına programlar yapacak öyle mi?

Buna inanacak kadar saf vatandaşlar hâlâ kaldıysa o vatandaşı alıp bir müzeye yerleştirin.

Bizim paramızla bizim Cumhuriyeti'mize karşı propaganda öyle mi?

TRT Genel Müdürü bir mezhebe mi mensuptur bilemeyeceğim. Sanırım bunu çok yakında açıklayacaktır. Fakat, böyle bir mezhebe bağlı değilse ve doğrudan İslâmiyetin kuralı gereği kadın eli sıkmam diye düşünüyorsa İslâmiyetin Şafi mezhebi dışında böyle bir inanç sistemi yoktur.

Ama, TRT Genel Müdürü "Ben Müslüman'ım ve kadın eli sıkmam" diyorsa, o zaman o insanın orada oturması Çağdaş Türkiye yapısına aykırıdır. Kadını ikinci sınıf vatandaş görmektir.

Aynı gün yani 29 Ekim günü Azerbaycan TV'si bir spor kompleksinin açılısı nedeniyle Devlet Başkanı Aliyev ve eşini de sık sık gösteriyordu. Aliyev'in yanında kahverengi tonlarda giyimiyle, gözündeki güneş gözlüğüyle, rüzgârda dalgalanan saçlarıyla hanımı da ona eşlik ediyordu. Aliyev dakikalarca konuştu. Açmış olduğu spor kompleksini anlattı. Fakat, ağzından bir tek dini sözcük çıkmadı. Yani ne "Hamdolsun" ne "Allah'a şükür" ne "Elhamdürillah" ne de "Besmele". Aliyev'in konuşması bittikten sonra ona karşılık veren yetkili birisi konuşmasının sonunda Aliyev'e "Allah sizi korusun" dedi o kadar. Onca kalabalığın içinde ne tesettürlü bir kadın vardı ne de partal giyinmiş bir başka insan. Belli ki halk mutluydu. Çünkü herkesin gözünün içi gülüyordu. Daha sonra bir gurup yaşlı erkekle Aliyev Rusça uzunca süren bir muhabbete girdi. Zarif, şık, güzel ve çağdaş hanımefendisi de hep onun yanındaydı. Bazen Aliyev'in koluna girip yürüdüler.

Ya lâik Türkiye'de böyle bir kompleks açılsaydı? Bir köşede deve kurban edilirdi. Bir köşe de imamlar heyeti hatim indirirdi. Bir köşede Başbakan dilinden Allah'ı Kuran'ı düşürmezdi. Kalabalığın % 90'ı da tesettür giysileriyle alkış tutardı. Bir kesim de Başbakan'dan yardım için kuyruğa girerdi.

Türkiye "Lâik-çağdaş-sosyal" bir devlet ya!

Görüyor musunuz Cumhuriyeti'mizin 86. yılını kutlarken biz nelere özenip kimlere imreniyoruz?

86 yıldır "Lâiklik" deyip durduğumuz Cumhuriyet'in en kritik ilkesini biz kendi ellerimizle ayaklar altına aldık. Bugün tesettür bir İslâm rejiminin simgesidir. Bugün kadın eli sıkmayan sivil bürokrat lâik Türkiye'nin utancıdır.

Sonra da oturup düşünüyoruz: "İmza yaş mı kuru mu?" diye.

O imzanın yaşlığı kuruluğu değildir önemli olan. Önemli olan o imzayı attıracak duruma Türkiye'yi getirmektir. Ve suçlular da Türkiye'yi o duruma getirenlerdir.

(TRT Genel Müdürü hiç inandırıcı olmayan bir açıklama yaptı: "Hayrunnisa Hanım'ın uzattığı eli görmedim")

 
Toplam blog
: 278
: 3275
Kayıt tarihi
: 26.05.07
 
 

İstanbul'un Kadıköy ilçesinde doğdum. Bir daha da Kadıköy'den ayrılmadım. İstanbul Üniversitesi, Ede..