Aktör yalnızlığı bir başkadır

Dönüm Noktası-The Humbling

Yönetmen : Barry Levinson

Oyuncular: Al Pacino, Greta Gerwig, Nina Arianda  

 “Dönüm Noktası” yetmişine merdiven dayamış ünlü bir aktörün düşüş dönemini canlandıran Al Pacino’nun, son yıllardaki en iyi performansıyla nefes alıyor. Kendisiyle özdeşleştirdiği bir karakteri canlı, hüzünlü, yalnız, tutkulu, aşık, çılgın yönleriyle yaşatıyor.

 Simon Axler (Al Pacino) oyunculuk için doğduğunu, sahnede kendisini iyi hissettiğini söyleyen ünlü bir tiyatro ve sinema oyuncusudur. Son zamanlarda artık repliklerini hatırlamadığını, seyircinin kendisiyle eskisi gibi ilgilenmediğini, yeteneğini kaybetmeye başladığını söyler. Başarısız bir intihar girişiminden sonra psikiyatristi tarafından bir kliniğe yatırılır. Taburcu olduktan sonra oyuncu arkadaşının kızı Pegeem (Greta Gerwig) ile karşılaşması yalnız yaşamının duygu kapılarını aralar. Aralarındaki yaş farkı önemli değildir. Esas sorun Pegeem’in lezbiyen olmasıdır. İlişkiyi tuhaf bir kaosa dönüşür. Pegeem’in yaşamındaki ayrıksı karakterler aktörün evine, çevresine girip çıkmaya başlar. Yalnızlığa katlanamayan Simon her şeye razıdır…

Öyküyü aktörün zihninden geçen düşünceler ve onun psikiyatristine yaptığı söyleşilerle izliyoruz. Onun gerçek ve hayal arasında sallanan düşünceleri, seyirciyi zaman zaman ikilemde bırakıyor. Gerçek ve hayal sınırı bulanıklaşıyor. Bunun en çarpıcı örneği sürpriz final sahnesinde ortaya çıkıyor. Pacino oyuncu olmayı, beğenilmeyi yaşam tutkusuyla bir tutan Simon’ın ruh dünyasını yansıtmakta başarılı. Sahnedeki varoluşunun değersizleşmesiyle artık yaşamının da anlamsızlaştığını, etkileyici tiradlar ve büyük oyunculuğuyla vurguluyor. Sözler sanki Pacino için yazılmış. O boğuk, gırtlaktan sesiyle konuşması yetiyor.  “Frances Ha” filmiyle çıkış yakalayan Greta Gerwig, Pacino karşısında, karakterinin gereği deli dolu halleriyle göz dolduruyor.

Aktörün yalnız yaşamını zorlaştıran tuhaf yan karakterler öyküyü kara mizah sınırına çekmiş. Kocasını öldürtmeyi kafaya koymuş çatlak Sybil Von Buren (Nina Arianda), ameliyatla erkek olmuş Priscilla (Billy Porter), Pegeem’in eski sevgilisi Trenner (Kyra Sedgwick) en akılda kalanlar… Pacino ve tiyatro olunca Shekespeare’in olmaması düşünülemez. Shekespeare, Simon’ın rol aldığı Kral Lear uyarlaması ve onun düşüncelerinde gezinerek öyküye ruh katıyor.

“Birdman” sonrası izlediğimiz yılın ikinci tiyatro filmi, bazı anlarda benzeşiyor. Hele başlangıçta bir sekans kopya kadar aynı...

Usta yönetmen Barry Lewinson iyi oyuncu seçimleriyle , az buçuk dengesizleşen anlatımını kurtarmış. Pacino’yu, kendisiyle özdeşleşmiş bu karakterde kaçırmayın, izleyin derim. Yalnızlık ve mizah iç içe…