Anadolu halkı ikiyüzlü mü?

İzmirli97 yi takip edenler iyi bilirler. Ben, bizi yöneten sistemin muhalifi bir görüşün temsilcisiyim. Hemen her yazımda mevcut sistemi ısrarla sürdüren iktidara, hatta aynı düzenin partileri oldukları için muhalefet partilerine de çatarım. Onları da iktidar partilerinin değişik görüntüleri olarak görürüm.

Bence hepsi ulusal isteklerin değil uluslar arası çıkarların ekseninde AB ve ABD icazetinde politika yapan partilerdir.

Klavyem bazen sürçse de halkı genelde onlardan ayrı tutmaya çalışırım. Ancak gelin görün ki gerçekler, yani batı hayranlarının deyişi ile realite farklı görünüyor. Düşünelim;

Yapılan bütün anketlerde halkın yüzde doksana yakını Türk kimliğini benimsediğini söylüyor.

Oysa bizi yöneten zirveden kimse göğsünü gere gere ben Türküm diyemiyor.

Halkın yüzde doksanı Atatürk’ü sevdiğini söylüyor.

Yönetim her an Atatürk öncesi döneme dönme çabaları içinde.

AKP seçmeninin bile yüzde eliklisi başkanlık sistemine karşı. Diğer seçmenlerin hemen tamamı karşı.

Hükümet hızla başkanlık sistemine geçme çalışmaları yapıyor.

Türk halkının yüzde doksana yakını ABD karşıtı.

Mevcut iktidar tarihin en Amerikancı iktidarı.

ABD nin el attığı Müslüman ülkelerde durumun ne olduğunu gören Anadolu halkının hemen tamamı Suriye’ye ve oradaki teröristlere yardıma karşı.

Hükümet baştan beri teröristlere her türlü desteği veriyor. (İnatla ve özellikle “terörist” diyoruz. Çünkü yarın PKK kendini “Özgür Türkiye ordusu” olarak ilan eder ve dış devletlerden böyle aleni destekler alırsa diyecek sözümüz olmaz)

Bebek katili ile masaya oturmanın, ülke geleceğini çocuklarımızın katilleri ile pazarlık etmenin halkımızın yüzde sekseni karşısında.

Adı terörist olmaktan adeta çıkarılmış ve İmralı konmuş teröristle muhabbetler hızla devam ediyor.

Bu listeyi çok uzatmak mümkün. Hatta 1950 den beri Atatürk’ün kurduğu çağdaş Türkiye’yi yok edip Sevr sürecini geri getirmeye Büyük İsrail Kürdistan’ını ve kukla Ermenistan’ı ülkemizden topraklar vererek kurdurmaya yeminli dış güçler ve onların içerdeki işbirlikçilerinin çabalarını anlamakta mümkün.

Mümkün olmayan ise bütün bu karşıtlıklara karşı mevcut iktidarın nasıl hala iktidar olduğunu anlamak.  Üstüne üstlük her seçimde oylarını arttırarak iktidar olması ne demek oluyor? Kimse “efendim halk cahil, kandırılıyor” demesin. Bu halkın istediğinde şeytana pabucu ters giydirdiğini bir çok kez gördük. “Seçim hileleri” gibi bir mazeret de tek başına inandırıcı değil.

O zaman galiba iğneyi biraz da halka, yani kendimize batırmak gerekiyor. Şimdi şapkamızı önümüze koyup düşünelim. Acaba biz, Anadolu halkı, bu çelişkilerin birinci sebebi miyiz?

Başka bir deyişle biz çıkarcı, şark kurnazı veya biraz ikiyüzlü müyüz?

Bu sorunun cevabını büyük ustanın şu şiirini okurken düşünelim isterseniz.

Akrep gibisin kardeşim

korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. 
Serçe gibisin kardeşim, 
serçenin telaşı içindesin. 
Midye gibisin kardeşim, 
midye gibi kapalı, rahat. 
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. 
Bir değil, 
beş değil, 
yüz milyonlarlasın maalesef. 
Koyun gibisin kardeşim, 
gocuklu celep kaldırınca sopasını 
sürüye katılıverirsin hemen 
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. 
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, 
hani şu derya içre olup 
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. 
Ve bu dünyada, bu zulüm 
senin sayende. 
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer 
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak 
kabahat senin, 
— demeğe de dilim varmıyor ama — 
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! 
NAZIM HİKMET RAN

İzmir 2013-03-11