1604 yazı bulundu
Sıralama :
"Eminim hiçbirimiz unutmamışızdır o meşhur siyah-beyaz reklamı. "Mintaksla canım mintaksla" diye söylerdi şarkısını bir ince bayan sesi. Ve her birimizin tel dolaplı mütevazı mutfaklarında, plastik Mintaks bulaşık deterjanı kutuları olurdu. Annelerim...
Başımdan geçen bu olayı yaşadığımda çok gençtim, çalıştığım bankada bir yıllık memure, yeni evli ve 40 günlük anneydim. Dostlar, akrabalar öğretmen olan eşimin arkadaşları ve kendi iş çevrem, bebek görmeye geliyorlardı. Gündüz ve gece ayrı ayrı m...
Karahallı- Delihıdırlı İlköğretim Okulu birinci sınıf öğretmeniyim. Okulumuz hizmetlisi Mıstık amcanın rahatsızlığı nedeniyle, okulda bulunmadığı bir gün, dersin son on beş, yirminci dakikalarında çay yapmak için öğretmenler odasında bulunan pikni...
"Okumak sadece okula giderek olmaz, senin istemen lazım. Sen istersen kendi kendine de okuyup çok şeyi öğrenebilirsin" demişti rahmetli babası. Elinde karne ve teşekkür belgesiyle koşarak eve geldiğinde " aferin benim aslan oğlum" demiş ve kucakla...
Bahçe kapısından içeri girdiğimde yerlerde içleri boş renkli renkli çikolata, gofret, şeker kâğıtları ve kutuları ile karşılaştım. Belli ki rüzgâr onları bakkalın önünden alıp, benim bahçeme süpürmüş! Bizler çocukken mahallemizin bakkalın da, kâ...
1989Hatırladığım AnkaraKeçiören;Hatırladğım Ankara.Çekirge sok, galip bakkal.galip bakkalın önü .apartman duvarı.Arkadaşlarla konuşlandğımız yer.Merkez ofis recep in kahvesi.esaslı çayına/hesabına oyunlar.eğlence, hırs.Galip bakkalın önü.bizim önüm...
En son 1 sene önce gelmiştim. Büyüdüğüm şehir. Çocukluğumun geçtiği. İlkokula başladığım şehir. İlkokulum artık bir harabeye dönmüş neredeyse. Uğradım. Tadilat yapılıyor. İlkokuldan evimize gittiğim yolu yürüdüm şimdiki ayaklarımla. Bacak boyumun ...
Yıl 1994 Ocak ayı, ben eşimden yeni boşanmış ve hemen Mersin'e yerleşmişim. Bir ay sonra Ramazan ayının ortalarında, İstanbul'dan ismini duyup daha önce çalışmadığım bir menajerden telefon geldi. Yurt dışında çalışır mısın? Neresi ? İngiltere... ...
Dışarıda lapa lapa yağan bir kar. Bembeyaz sokaklar. Sıkışmayan bir trafik, Evlerinde mutluluğu bırakarak onca sıkıntılarına rağmen yüzlerinden gülümseme eksik olmayan, iki dudağının arasından çıkan buharla ellerini ovuşturarak işlerine giden insan...
Hoş geldin 2.Ekim, ne çabuk geldin? Daha dün, elimi ayağımı bir pabuca sokan sen değil miydin? Her defasında, bir gelişin, bir yılıma mal oluyor. Sandığın kadar zengin değilim, benim de bilmediğim, göremediğim sınırlarım var. Ver ver de nereye...