Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mayıs '08

 
Kategori
Futbol
 

Her koşulda Fenerbahçem

Her koşulda Fenerbahçem
 

Sabrımın ne kadar büyük olduğunu anladım Galatasaray-Fenerbahçe maçında. Evet koyu bir Fenerbahçeli olarak bu büyük derbiyi kalabalık bir Galatasaray taraftarının arasında izledim. Ne kadar izleyebildim orası tartışılır tabi de maç bittikten sonra ne kadar da sabırlıymışım meğersem dedim kendime….

Galatasaraylı kız arkadaşlarımın önerisiyle maçı Galatasaraylı gurupların izlediği bir mekanda izlemeye karar verdik. Daha giderken nasıl olacak diye kara kara düşünüyor, yenelim diye dualar ediyordum içimden. İçeri girdiğimizde Galatasaray bayrakları, atkılar, şapkalar karşıladı beni çevremde sarı kırmızı formalı bir sürü insan vardı kafamı nereye çevirsem onlar…Yerimize oturduk daha maç başlamadan takımlar sahaya çıkarken başladılar tezahürata, takımımı yerden yere vurdular, anamıza, babamıza ne küfürler ettiler, sloganın biri bitip biri başladı ardı arkası kesilmedi. Zor tutuyordum kendimi karşılık vermemek geçmişi nasıl unutursunuz dememek için çevremdeki insanların hepsi ayağa kalkıyor zıplıyor hopluyor ben üzerimde lacivert t-shirtümle aralarında kollarımı bağlamış bir şekilde oturuyordum. Onlar iyi bir pozisyon yakaladıklarına sevinip alkışladıklarında bende o golü yemediğimiz için alkışlıyordum takımımı farklı amaçları, birlikte alkışlıyorduk işte…

Tezahüratlar hızlanıp, takımıma hakaretler arttıkça bir sürü insan takımımı yerden yere vurdukça, ben yerimde duramıyordum. Ayağa kalkıp en büyük Fenerbahçem diye bağırmak istiyordum avaz avaz herkesi sustururcasına… Yapamıyordum. İçimden ediyordum tezahüratımı, içimden destekliyordum takımımı…Bir gol hepinizi susturur diyordum. Yanı başımda onca sarı-kırmızı bayrak uçuşurken o kırmızıları lacivert olarak görüyordum ben.

Eskişehir’e yağan yağmurdan dolayı görüntü kesildi bir anda görüntü kesildi yine sloganlar, marşlar başladı, elde birkaç radyo maçı dinlemeye çalışıyordu Galatasaray taraftarları, bende elimde telefon maçtan bir haber bekliyordum fenerbahçemin bir gol haberi…

Gol diye bir ses geldi arkalardan, hepsi başladı gol diye bağırmaya… daha çok, daha yükseldi sesleri…. İnanamadım. Yanlış duymuşlardım dedim. Görüntünün gelmesini bekledim, mesajın gelmesini gözlerimle görmeyi bekledim, vardı içimde bir ümit… İnsanlar zıplıyorlar, haykırıyorlar, gollerinin sevinçlerini yaşıyorlardı… Fenerbahçemi yerden yere vuruyorlardı… İlk yarıyı bitirdik ve bittim ben de, dışarıda yeri göğü inleterek yağan yağmurun içine zor attım kendimi, kulaklarım zonkluyordu hala, kulaklarımda yankılanıyordu. Sadece ben gidiyorum dedim arkadaşlarıma, güldüklerini duyuyordum arkamdan ama olsun bu kadar bile burada durabilmek büyük bir başarıydı benim için…

Sokakta Galatasaray bayraklarıyla, delice korna çalan arabalardan öğrendim mağlubiyetimizi… Üzülmedim diyemem ama sevindim de her koşulda, her ortamda, her yenilgide galibiyette Fenerbahçeli olduğum için takımımla gurur duyduğum onu alkışladığım için gurur duydum. Bu ne ilk malubiyetimizdi ne de son… Ama sonuna kadar Fenerbahçeliydim ben..

Yine de önerim takımınızın maçlarını asla rakibinin taraftarları arasında izlemeyin. Çünkü bir kavgaya sebebiyet vermemek için onca küfürü yutmak, takımınızı savunamamak ve içinizden bağırmak zorunda kalıyorsunuz. Hele ki birde yenilince….

Bir daha ki büyük derbiyi Fenerbahçe taraftarlarının arasında ve Galatasaraylı arkadaşlarımla birlikte izleyeceğimJ sıra onlardaJ

 
Toplam blog
: 9
: 2339
Kayıt tarihi
: 29.04.08
 
 

Hayat akıp giderken her dakikanın her saniyenin tadını çıkarmak gerek diyenlerdenim ben. Kötü gidişl..