Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ağustos '06

 
Kategori
Felsefe
 

Hesaplaşma

Yalnızlığın zirvesine ulaştığında kelimeleri aramaya başlarsın.Sana seni, sana hedeflerini, sana geleceğini hatırlatması için.

Fırtınanın göbeğinde kalmış küreksiz motorsuz ve telsizi olmayan küçük bir tekne gibi.Belki bir balıkçı teknesi egoları tatmin etmek için çıktığın avda aniden patlayan bir fırtınayla kocaman bir tuzlu suyun ortasında elinde zembereği fırlamış bir pusulayla kalakaldığın yalnızlığında...

O zaman anlarsın...Boşluğu...Hayatındaki o dipsiz kuyunun boşluğunu...

Akıp giden,bir sonu olduğunu bildiğini sanarak içinde kaybolmamaya çalıştığın zamanın acımasız yüzüyle karşılaştığını sandığında aslında acımasız olanın sen olduğunu farkedersin.Zaman sana değil sen zamana ihanet etmişsindir...

Bir Türk filmi karesindeki şiddeti yüksek sarsıcı bir tokat patlar uyuyan bilincinin en derinlerine...Kanlı bir uyanış başlar...Beyninin sarmallarında karıncalanmalar hissedersin...Bir çeşit aydınlanmaya gebesindir sanki...Sancılar sıklaşmaya başlamıştır...

Gittikçe sıklaşan sancılar zihninde şimşekler çaktırır canın acımaktadır.

Çok uzun zamandır kendinden kaçmışsındır zaten.Bu kaçışın bir sonu olacağını beklemiştin yıllardır.Ancak bu kadar erken bir karşılama seni hazırlıksız yakalamıştır.Aklın yine oyun oynamaktadır sana ya da sen sana oyun oynamaktasındır...

Fırtına şiddetini arttırmaktadır dalgalar büyümekte coştukça coşmaktadır.Onlar senin kadar sabırlı değillerdir.

Ya kendine sığınacak bir liman bulmalısın ya da bu fırtınayla savaşmalısın...

Kararını çabuk ver zira teknen su almaktadır...

 
Toplam blog
: 2
: 399
Kayıt tarihi
: 05.07.06
 
 

Duyduğumu değil okuduğumu yorumlamayı severim bu yüzden mümkün olduğunca okurum, komplo teorileri ür..