- Kategori
- Gündelik Yaşam
Kendileri Gibi Olmayanlar..
Aklının ufuk çizgisi, yaşadıgı sokaktan bir adım öteye gitmeyen insanlar tanıdım. Ne yana dönse kendi sınırlarına çarpan... Bu nedenle de öfkeli, nefret dolu, insanların hüzünlerinden beslenip, kendini tekrar eden adamlar ve kadınlar... Cehaletlerini sakladıkları en iyi yer ise gülüşleridir.
Yaşadıkları özgüven eksikligi ve yetersizliklerini, çarpık tebessümleri ile ancak bir süreligine gizleyebilirler. Bu yetersizlik duyguları ve özgüven eksikligi ile baş edemediklerinde ise kendileri gibi olmayan insanları takip etme, baskı altında tutma, öfke, şüphecilik gibi adına kıskançlık dedigimiz bir duygunun esaretine girerler.
Neden mi? ''Kendileri gibi olmayan insanlar'',bu kişilerin algısında benlikleri adına bir tehdit oluştururlar. Sırf birilerinin yanındayken ki yerlerini korumak adına, bambaşka bir kimlige bürünmüş insanlarla çevriliyiz. Çabaladım, yoruldum, konuştum, duyulmadım, sevdim sevilmedim, yok sayıldım v.s. v.s.söylemi içinde olup ta, hanımefendi ve beyefendi maskesi altında, oynadıkları rolleri kendilerine anlatamadıkları için kötüler. Ve daima kötü olacaklar.
Onların geride bıraktıgı izler hiç bir kalpte bagışlanamaz. Ve hiç bir kalpte kısa konukluklarından başka yerleri olamaz.. Anladım ki bu insanların beyinlerinde ki yırtıkların onarılması da çok zor...