Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '17

 
Kategori
Kültürler
 

Kütüphanelerin Önemi

Kütüphanelerin Önemi
 

    Kitaplar ilim ve kültürü insanlara aktaran vasıtalardır.Fikirleri,insanın hayata ve olaylara bakışını güçlendirir. Kitap okuyanın kelime haznesi çok, genel kültürü yüksek ve hayal gücü geniş olur. Muhakeme yeteneği artar ve aklını iyi kullanır. Daha sağlıklı düşünür,karar verir ve ne kadar çok okursa,ileride okuduklarını daha iyi anlar ve yorumlar.Çok ve çeşitli kitap okumak insanı daha derin düşünmeye yönlendirerek sadece kültür seviyesini yükseltmekle kalmaz;aynı zamanda sabit ve yanlı düşüncelerden de uzaklaştırır.Yani kişi ne kadar çok ve çeşitili okursa,dünyaya ve olaylara o kadar geniş ve objektif bakabilme kapasitesine sahip olur.

     Bir milletin medeniyet seviyesi de,kitap okuma oranıyla doğrudan ilgilidir.Tarihte medeni ve dünya medeniyetine katkıda bulunmuş bütün devletlerin kitap  ve kütüphanelere verdikleri önem açıktır.Günümüzde de bu aynen geçerlidir.Medeni ve ileri saydığımız ülkelere baktığımızda,insanlarının çok kitap okuduğunu,geri kalmış ülkelerde ise o ülkelerin insanlarının kitaplardan,kütüphanelerden,yani okumaktan uzak olduğunu açık bir şekilde görebiliriz.

     Kitaplar aynı zamanda bir milletin fikir ve kültür hazinelerini geçmişten bugüne taşıyan ve ilim ve fikir dünyasına açılan kapılardır. Kitapla yetişen nesiller başarılı olur ve bilgili yetişmiş olurlar.

     Tarihimizde hakan ve padişahlarımız kitaba, alime, ilime ve kütüphaneye büyük önem vermişlerdir.Gerek Selçuklular,gerekse Osmanlılar döneminde sultan,hakan ve padişahlar kitaba, alime, ilme ve kütüphaneye çok değer vermişler, birçok şehirde medrese ve kütüphane kurmuşlardır.Atatürk de kitaba çok meraklı idi. Hayatının çoğu savaşlarda geçtiği halde 1800 kitap okumuştu. Okuduğu kitaplardan tam iki yüz bin satırının altını çizmiştir. Aşırı meşguliyetine rağmen bu kadar kitap okuması herkese örnek olmalıdır.

     Televizyon, diziler, internet, bilgisayar, tabletler, cep telefonları insanımızı özellikle gençlerimizi esir almakta, evlerimize, beyinlerimize müdahale ederek bilgi körlüğüne, kirliliğine yol açmaktadır. Okumaktan, kitaptan, kütüphaneden uzaklaştırmaktadır.

     Ailede en başta çocukların kitap okuma alışkanlığının gelişmesinde, anne ve babaların davranışlarının önemli ve belirleyici rolü bulunmaktadır. Büyüklerinin ellerinde kitap, dergi görünce okuma alışkanlıklarını küçükken kazanırlar.

     Dışarıda da anne ve baba, çocuklarını kitapevlerine, kütüphanelere, kitap fuarlarına götürüp gezdirmeli, yazarlarla buluşturup sohbet ettirmeli ve imzalı kitaplarını aldırmalıdırlar. İmzalı kitabı alan çocuk heyecanla ve hevesle kitabı okur ve sevinir. Evlerimizde kitaplıklar kurulmalı, ancak alınan kitaplar raflarda tozlanmak için değil, okunmak için alınmalıdır.

     Okullarda da okuma saati konulmalı, öğretmenle birlikte kitap okunulmalı, öğrenciler kitap okumaya teşvik edilmelidir. Ayrıca öğretmenler de öğrencileri kitapevlerine, kütüphanelere, kitap fuarlarına götürerek, kitaplarla ve yazarlarla buluşturmalı, kitabı sevdirmeye, bu sevgiyi de alışkanlığa dönüştürülmelidirler.

     Ülkemizde kitap okuma oranı %5 iken, televizyon oranı %95’tir. Gün içerisinde insanlarımız ortalama 5 saat televizyon seyrederken, kitap okumaya ise yılda sadece 6 saat vakit ayırmaktadır. Japonya’da kişi başına düşen kitap sayısı 25, İsviçre’de 10, Fransa’da 7 iken Türkiye’de her 6 kişiye bir kitap düşmektedir.

     Halk arasında dilimizde bir söz vardır “boş zamanlarımda kitap okurum” diye. Kitap okumak boş zaman işi değildir. Bilgilenmek için kitaba zaman ayırarak okumalıyız. Kitap aklın ilacıdır. Kitap okumayı su ve yemek gibi temel bir ihtiyaç haline getirmeliyiz.

     Victor Hugo “Kitaplık kurmak, ibadethane kurmak kadar kutsaldır” demektedir. Kitabı ve kütüphaneyi ne kadar çok halk kitlesine ulaştırırsan, onlarla buluşturursan, okuyan sayısı o derece artacaktır. Kütüphanenin ürünü kitap, sermayesi ise, halktır.

     Avrupa’da birçok devletlerde en ufak semtlerde dahi küçük kütüphane odaları kurulmuş, hizmet halkın ayağına götürülmüştür. Yine Avrupa ve Amerika da kütüphaneler, dekor, tefriş, görüntü, iç mimari estetik, yönünden çekici, ferah, aydınlık, çiçek ve bitkilerle dolu, huzur ve kitap okuma zevk ve isteği verici şekilde dizayn ve düzenleme yapılmış, okuyucuyu cezbeden, heves ve ilgisine yönelik hizmet düşünülmüştür.

     Kütüphaneye giderek sürekli okuyan bir birey dünyada ve çevresinde neler olup bittiğini daha kolay idrak eder. Bununla birlikte yeni şeyler öğrenmeye çok daha heveslidir. Öğrendiklerini uygulama ve pratiğe dönüştürme konusunda daha tecrübelidir. İyi bir okuyucunun yaşam boyu öğrenme süreci çok daha sağlıklı ilerler. Kütüphaneler bu sürecin verimli olmasını sağlamak amacıyla başvurulacak noktalardır. Çünkü kütüphaneler daima öğrenilebilecek yeni bilgilerin biriktirildiği noktalardır.

 

 

 
Toplam blog
: 9
: 1668
Kayıt tarihi
: 23.07.17
 
 

Güncel konulara değindiğim haftalık yazılarıma bu sayfadan ulaşabilirsiniz.  ..