Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Eylül '06

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Sensizlikten yorgun düştüm; Gidiyorum...

Bu hikayeyi okuduktan sonra bir durup düşünün? Uzun yıllardır sevdiğiniz biri var, o da sizi en az sizin onu sevdiğiniz kadar seviyor ama; o an için bir şeyler yolunda gitmiyor ve ayrılmak istiyorsunuz. Kendimi dinlemek istiyorum, içinde bulunduğumuz sorunlar üçgeninden sıyrıldığın zaman seninle tekrar bir araya gelebilirim diyor karşınızdaki. Sonra ne oluyor sizce? Aşağıda anlatacaklarımın olma olasığı ne kadardır dersiniz?

Uzun yıllar birlikte olmuş, hatta aynı evi paylaşmış bir çift, kadının isteği ile ayrılmaya karar verir. Erkek bunca yıl sonra, arada hiçbir husumet, anlaşmazlık, ihanet yokken bu ayrılığa hiçbir anlam verememektedir. Neden? diye sorar. Neden bırakıp gidiyorsun beni?

İkimizin de yalnız kalmaya ihtiyacı var diyerek karşılık verir kadın. İkimizde çok yıprandık, zorluklarla başladığımız ilişkimizi büyütüp bugüne kadar getirdik ama; bu ilişki bize kazandırdıkları kadar, kaybettirdikleri ile de sorgulanmalı diye devam eder sözlerine...

Erkek büyük bir şok içerisindedir... Aynı gün işine son verildiğini de öğrenmiştir çünkü. Kelimeler boğazına düğümlenir, tam konuşmak için niyetlenirken susmayı seçer.

Son olarak şunu sorar kadına: Peki her şeye rağmen, bu kadar yaşanmışlık varken, alışmak zor olmayacak mı?

Kadın başını kaldırır ve erkeğe şöyle cevap verir: Seni eskisi kadar çok sevmek istiyorum. Sana eskisi gibi aşık olmak, seninle her şeye yeniden başlamak istiyorum. Alışmak zor olacak elbette ama; eğer bu kararı şimdi vermezsem bir daha buna şansım olmayabilir.

Erkek şok üstüne şok yaşamaya devam eder ve kendisini, terkedilmiş gibi hissetmeye başlar. Bir şeylerin değişmesi için illa ki ayrılmak şart değildir diye düşünür. Beraberken de çok şeyi aşabilir ve değiştirebiliriz diye karşılık verir kadına ama; kadının kararlı tavrı karşısında da çok fazla ısrarcı olup; gururunu ayaklar altına almak istemez. İşten atıldığını dahi söylememiştir daha. Onu da öğrense heralde, açık kapı bırakmadan terk eder beni diye düşünür.

Bu ayrılığın ardından birkaç geçer. Bu süre içerisinde erkek çok zor günler geçirmiştir. Kaybolan özgüvenini yerine getirebilmek ve bir şeyleri, yıllardır birlikte olduğu sevgilisinin desteğinden yoksun bir şekilde başarmak, ona daha zor ama; daha anlamlı gelmeye başlar. Eskisinden daha iyi bir iş bulur, bununlar beraber ayrılığa alışmak da gün geçtikçe daha kolay olur ama; yaşanılan güzel anılar gözünde canlandıkça da iç dünyasındaki hüznüne engel olamaz.

Bu sırada kadın, işine ve özel zevklerine yoğunlaşmış haldeyken, kendisini olabildiğince dinleme imkanı elde etmiştir. Hala sevdiğinin ve sevildiğinin farkındadır. Zaten ayrılsalarda görüşmeye devam ettikleri için birbirleri hakkında bilgi sahibi olabilme rahatlığı içindedirler.

Bir gün kadının cep telefonuna bir mesaj gelir. "Peki ben yarın seni alırım, akşam görüşürüz. Eğer saat çok geç olursa bende kalabilirsin." diye yazar mesajda. Mesaj ayrıldığı erkek arkadaşından yanlışlıkla gelmiştir.

İçine büyük bir sıkıntı düşer kadının. Acaba mı diye sormadan edemez kendine. Ama bunun bir sevgiliye atılmış olma ihtimali olabileceği gibi, diğer ihtimaller de söz konusudur diye rahatlatmaya çalışır kendini. Zaten, "bunca yıl sonra, birkaç ay ayrı kaldık diye beni aldatıyorsa onun sevgisine ihtiyacım yok" der ama; yine de kabullenemez böyle bir durumu. "Beni yıllardır bir kez bile aldatmamış biri, bu durumdan istifade ederek bunu yapmamalı" tarzında düşünceler beynin kemirir.

Sevgilisine, mesajı yanlış kişiye yolladığını haber verir. Erkekten hiç ses çıkmaz.

Kadın, erkekten cevap çıkmayınca daha da meraklanır ve birkaç gün sonra erkeğe buluşmak istediğini söyler. 2 gün sonra görüşmek için sözleşirler. Erkek heyecanlı ve tedirgindir ama söyleyeceği her şeyi beyninde planlamıştır. Görüşme talebi ondan geldiğine göre, onun açısından bir şeyler değişmiş demektir diye düşünür.

Buluşma saati geldiğinde, uzun süredir birbirinden ayrı olan çiftin, deli gibi özlem kokan sarılışı, iki taraf için de her şeyi anlatmaya yetmişti. Büyük bir özlem olduğu kesindir ama...

Kadın bu ayrılığı bitirmeye niyetlenmiştir. Erkeğe durumu açıklar. Onu çok sevdiğini bir daha anladığını, onsuz bir hayatın her karesinde mutlaka bir şeylerin eksik kaldığını anlatır ve eğer o da isterse tekrar birlikte olabileceklerini söyler.

Erkek ilk başta daha olgun ve sakin yaklaşır olaya. Ardından şunu söyler;

Hatırlarsan tanışmamızın ilk yıllarında bana aşık olmana karşın, beni kendi ellerinle başka bir kadına uğurlamıştın. Senin aşkın o kadar büyüktü o zamanlar. Sana aşık olmadığımı bildiğin için duygularını bana o an için açmamış, sadece benim mutluluğumu düşünerek, başkasının kollarına gitmeme göz yummuştun.

Ve o "aşk", o senin fedakar aşkının gücü, sonunda galip gelmiş ve bizi bir araya getirmişti.

Şimdi bana, sana rağmen aşık olan biri var hayatımda. Karşılıksız, sadece beni sevdiği için benimle olan, sana rağmen benimle olan ve beni senin kollarına uğurlayabilecek kadar çok seven biri. Sensizlikten yorgun düştüğümde beni kendime getiren biri. Sensizlikten yorgun düştüğümde beni hayata döndüren...

Ve ben şimdi, onun sevgisine seninkinden çok daha fazla saygı duyuyorum. Daha ulaşılamaz görüyorum onun bana hissettiklerini. Daha kutsal...

Belki de büyük bir hata yapıyorum. Hayatımın hatası... Ama sen aylar önce, beni tekrar eskisi kadar sevebilmek için ayrılmak istediğini söylemiştin. Kendini dinlemek için... Ama bu defa karşısındakini eskisi kadar sevmeyen benim. Canımı acıtan, kendi yalnızlığım ve dertlerimle beni yalnız bırakan seni; senin sayende eskisi kadar sevemiyorum artık. Sensiz olduğum zamanlarda elde ettiğim hiçbir şeyde hakkın yokken, beni en zor günlerimde, seni sevdiğimi bilmesine rağmen karşılıksız seven, senin kollarına sadece benim mutlu olmam için gönderen birine bu haksızlığı yapamam.

Seni eskisi kadar sevmek; eskidenmiş anladım.

Artık yenilendim... Seni şimdi de seviyorum ama sana yeter mi bilmiyorum diyerek o bir zamanlar birbirini deliler gibi seven iki insan bir hiç uğruna ayrıldı.

Bu bir hikaye sadece ama yalan-yanlış bir şey değil. Herkes sevgisinin kıymetini bilmeli. Daha sonra rahatlıkla elde edilebilecek somut şeyler için zamanı öldürmeye ve ilişkiyi zedelemeye değmez gibi geliyor bana. Umarım siz de öyle düşünüyorsunuzdur...

 
Toplam blog
: 8
: 1190
Kayıt tarihi
: 06.09.06
 
 

24 yaşında, ekonomi mezunu, hayattan yüksek beklentileri olan, girişimci ruhlu biriyim. Ün..