Birleşmiş pısırık milletler

Dünyada birçok milletler birbirinden ayrılıp zalimliğe başvurunca, birçok örgütler de sözde yeni haklar elde etmeye kalkıştı.  

Buna karşı uluslar arası ilişkileri, istikrara kavuşturmak ve dünyada barışı daha sağlam temeller üzerine kurmak için 1945 doğumlu BM oluşturuldu.  

Bilindiği üzere birleşmeden güç ve kuvvet doğar. Lakin bunlarda güç, kuvvet, istikrara kavuşturma, dünyada barışı tesis etme şöyle dursun aksine bunlar birer sünepe, aşırı çekingen, yüreksiz, beceriksiz, birleşmiş pısırık devletler oldular.

Bu pısırık birleşmişler daha sonra çocuk gelişimi ve sağlığı, çevre koruma, insan hakları, yoksullukla mücadele ve ekonomik kalkınma, tarımsal, kalkınma, eğitim, kadın hakları, tabii afet yardımı, iş ve işçi hakları gibi pek çok alandaki çalışmaları da kuruluş amaçlarına eklediler.  

Gel gör ki binlerce çocuk aç ve susuz ölüme terk edilmekte. Milyonlarca insan yoksulluk mücadelesi veriyor. Sayıları belirsiz insan işsiz, birleşmiş pısırıklar sadece seyrediyor.

Zalim ülkeler ve terör örgütleri mazlumların kanını dökmeye devam ederken bu pısırık birleşmişler sadece kınama ile yetiniyorlar.

Hele bu pısırık ülkelerin içinde büyük şeytan ABD dünyanın kaderi ile oynuyor. Rusya, Çin, Fransa İngiltere de büyük şeytan ABD ye kuyruk oluyor.

Bu birleşmiş pısırık milletler aynı zamanda dünyanın silah ticaretini de ellerinde bulunduruyorlar. Bunlar zalim ülkelere ve terör örgütlerine “ Namlusu bizden uzak olsun, silahlarınız bizden “ diyorlar.

Hani bunlar 48 yıl sonra 151 oyla bizi 2009-2010 yılında bir yıl geçici üye saymışlardı ya ne kadar onurlu ve gururlu bir üyelikmiş hala onunla övünüyoruz ki onların emirlerine amade olmuşuz, sesimizi çıkaramıyoruz.   

Bu pısırık milletler bize  “ Sizin ellerinizi kollarınızı bağlayacağız, zalim ülkeler ve terör örgütler size vursalar dahi biz sizin ellerinizi, kollarınızı çözmeden karşılık vermeyeceksiniz.

Bizim emrimizle hareket edeceksiniz, gerekirse zalimlere, terör örgütlerine akıl veririz, onlara yardım da ederiz, lakin size ne akıl veririz, ne de yardım ederiz. Siz kendinizi savunmayacaksınız” Diyorlar.

Mültecileri kabul edeceksiniz, onların barınmaları için gerekli tedbirleri alacaksınız, terör örgütleri sizin sınırınıza dayansa da siz sesinizi çıkarmayacaksınız.

Siz geçici bir üyesiniz dikkatli olunuz! geçiciliğiniz askıya alınır kapı dışarı edilirsiniz der gibi. Bu pısırık birleşmişlerle nereye kadar gideceğiz bu meçhul.

1950 de Kore savaşı, 1990-1991 de Körfez savaşı kararlarını bu pısırık BMGK vermiştir. Peki, o tarihlerde bu kadar insan yerinden, yurdundan göç etmiş miydi? Bunca insan zulme maruz kalmış mıydı?

IŞİD belasını bunlar peyda etti, ellerindeki silahlar bu pısırık milletlerin üye ülkeleri tarafından üretilen ve satışa sunulan silahlardır. IŞİD dünyaya hodri meydan okurken pısırık devletler sadece seyrediyorlar artık kınamaktan da çekiniyorlar.

Bu gün Filistin’de, Suriye’de, Irak’ta, Afganistan'da ve benzeri ülkelerde meydana gelen bunca zulme ve insan göçüne şayet küçük şeytan İsrail maruz kalsaydı dünya alt üst olurdu kıyamet kopardı.

Dünyanın barışını bu pısırık birleşmişler mi sağlanacak? Bizim bunların içinde ne işimiz var? Neden sesimizi kesmiş, gözlerimizi kapatmış bu sünepe birleşmişlerin peşinden gidiyoruz?

Bundan sonra dünya barışı ve düzeni, ölüm ve kan ile beslenen büyük şeytan Amerika ve küçük kardeşi şeytan İsrail'in elindedir.

Birleşmiş Milletleri kuruluş amacı dışına çıkaran, kuruluş düzenini bozan,  alınan kararın daimi tek üyenin imzasıyla veto etme yetkisini var eden Amerika Birleşik Devletleridir. ABD dünyanın huzurunu bozmaya devam ediyor.

Bu pısırık ülkeler bize bir şey olmasında kime hangi ülkeye ne olursa olsun diye kendi aralarında anlaşmışlardır. Aldıkları hiçbir karar dünya barışına katkı sağlayacak bir karar değil, bu pısırık birleşmişlerin akşam aldıkları karar veto yetkisine sahip bir başka pısırık ülke tarafından sabah veto ediliyor.

Zalimlerin zulmü devam ediyor, yaşlı, çocuk, kadın, erkek yerini, yurdunu terk edip başka ülkelere sığınıyor. Birleşmiş pısırıklar seyrediyor.

Ülkemizin sınırlarında ateş sesleri ve barut kokusu geliyor. Mazlumların feryadı yükseliyor. Birleşmiş pısırık ülkeler korkudan sesini çıkaramıyor.

Evet, kimsenin toprağına girmeyelim ancak, gözlerimizin önünde ve burnumuzun dibinde olanlara da seyirci kalmayılım.

Bu birleşmiş pısırık ülkelerle dünyada istikrarın sağlanacağı, dünya barışının tesis edileceğine dair hiçbir emare yoktur.             

Kıymetli okurlarımıza saygılar sunuyorum.

Mehmet BURAKGAZİ / MERSİN