İlkel insalardan bu günlere nasıl geldik? 1 (ilkel insanlar)

İlkel insanlar, siyasal kuruluşlarını yaş temeli üzerine dayandırmışlardır. Aslında toplumsaldırlar. Belirli bir bölgede göçebe yaşayan aile toplulukları olarak yaşama eğilimleri vardır. Daha büyükçe bir kabile örgütü varsa, bunun başkanının görevi uzlaştırıcı olmaktan öteye gitmez. Öbür hayvanlarla ortak temel güdüleri vardır. Fakat bunlar onları savaşçı yapmamaktadır. Çoğunluğu barışseverdir. Tabiat üstü güçlere inanırlar ve kültürleri geliştikçe bu inançları da güçleşir. Böylece en ilkellerde bile rastlanan kahin ya da büyücü, ilerlemiş olanlar arasında daha önemli bir yer alır. Bu ilerleme, eğer olursa o zaman iki yönde gelişebilir. Hayvanların evcilleştirilmesi ya da ürün yetiştirilmesi , bu seçimi etkileyen iklim ve başka şartlardır. Her topluluğun bundan sonraki gelişmesi, hayat yollarındaki değişiklikle etkilenir. Çobanlıkla geçinenler at kullanmaya başladıklarından beri tarımcılardan kesin bir ayrılma gösterirler.

Bu kadar kısa bir özetten bile, daha sonra ortaya çıkmış olan pek çok kuruluşun bireysel esinlenme sonucu değil de insanlığın toplumsal niteliğinin derinliklerinde yatan köklerin sonucu olduğu anlaşılmaktadır. İlkel insanlar hiçbir zaman siyasal yapıları için bir yasa koymayı düşünmemişlerdir. Onların ilk başlangıçtaki temel kuruluşları var olup, bunlar bedensel ve ruhsal nitelikleri ile yoğrulmuştur. En ilkellerde bile bu görülebilir. Bundan sonraki düşünceleri , aslında var olan çerçeve içinde gelişmiştir.

Yazının devamı için:
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=105187
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=105476
http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=106616