Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '08

 
Kategori
Blog
 

Blog yazısının çalınmasının hukuki sonuçları

Blog yazısının çalınmasının hukuki sonuçları
 

13/10/2008 FSEK


İnternetin çok kısa bir zamanda yaşamın her alanına girmesi ve günlük eylemlerin önemli bir aracı, hatta ayrılmaz bir parçası haline gelmesi ile birlikte günlük yaşama bir çok gelişmenin katılması kaçınılmazdı. İnternet platformunda fikrî mülkiyet haklarına saldırıların yoğunluğunu da bu gelişmelerin bir sonucu olarak görmek gerekir. Fikrî mülkiyeti düzenleyen hukuk kurallarının henüz bu gelişmeye ayak uyduramamasını normal karşılamak gerekmektedir. Zaman içerisinde sorunlara teşhis konulacak, bir veri tabanı oluşacak ve hukuksal alt yapı gelişecektir. Hukuk sistemi dijital eserle, sanal dünya ile yeni yeni tanışmaktadır. Basılı eser kavramı üzerine bina edilmiş sistem zaman içinde gereken evrimi geçirecektir.

Bu yazının amacı internet ortamında yayınlanan yazıların alıntılanması durumunda yarattığı hukukî neticeleri incelemekle sınırlıdır. Aynı zamanda blog yazanların sık sık başlarına gelen kaynak gösterilmeden alıntılanma, kendi yazısı imiş gibi kullanma hallerinde ortaya çıkan hukuki durumu değerlendirmeye çalışmaktır. Bu nedenle literatüre değinilmemeye çalışılmış, bir hukuki incelemeden çok bir blog yazısı özelliği taşıması yeğlenmiştir (ve galiba başarılı olunamamıştır).

Daha beş yıl öncesine kadar (en azından tarafımdan) bilinmeyen <ı>blog kavramı, muazzam bir hızla yayılmış ve belki de milyonlarca blog yazarı, akla hayale gelmeyecek konularda blog yazısı yayınlamışlardır. Ve yayınlamaya da devam etmektedirler. Bu yazılar içerisinde azımsanmayacak sayıda değerli, nitelikli yazılar bulunmaktadır. Bizce bu internetin günlük hayata kattığı en çarpıcı yeniliklerden birisidir. Normal yaşam akışı içerisinde yazma eylemi ile ilişkisi bulunmayan (bu satırların yazarının da aralarında bulunduğu) bir çok kişi bu sayede içlerinde kendilerinin dahi ayırdına varmadıkları bir yazı potansiyeli taşıdıklarını fark etmişler, düzenli yazar hale gelmişlerdir. İnternette rastgele dolaştığınızda hiç tanımadığınız birisinin yazdığı müthiş bir hikayeye, olağanüstü derinlikte bir şiire, tarih, felsefe, psikoloji, antropoloji konularında çok değerli ve bilgilendirici bir yazıya rastlama ihtimaliniz hiç de düşük değildir. Hatta bir çok ressam eserlerini internet ortamında sergilemektedir.

Bu eserlerin sahiplerinden izin alınmaksızın yayınlanması durumunda Türk Hukuk Sistemi hem tazminat ve tecavüzün önlenmesi gibi hukuki, hem de cezai koruma önlemleri öngörmektedir. 5846 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu (FSEK) hükümleri, blog yazısını <ı>eser, blog yazarını ise <ı>eser sahibi olarak tanımlamaktadır. Elbette burada sözü edilen eser; sahibinin özelliklerini taşıyan, özgün bir eserdir. Tercümeler de aynı kanunda <ı>işlenme eser olarak yer bulmakta ve korunmaktadır. Bir eserin yayınlanması, çoğaltılması, değiştirilmesi, işlenmesi, yayınlanmanın zamanı ve benzeri tüm hakları <ı>sadece o eserin sahibine aittir. Eser sahibinin yazılı izni olmadan bu haklardan yararlanılamaz.

Google’a yazınızın bir satırını yazarak yapacağınız tarama sonucunda yazınızın nerelerde çıktığını derhal bulmanız mümkündür. Eseriniz kısmen veya tamamen çalınmış olabilir. İnternette bir web sitesinde, bir forumda, bir blogda veya gazete dergi, kitap gibi basılı bir mecrada kullanılmış olabilir.

Bir eserin eser sahibinin adı kullanılmadan veya başka bir isim altında, başkasının yazısı imiş gibi yayınlanması ya da kaynak gösterilmeden alıntılanmış olması halinde başvurulması gereken iki yol vardır

Hukukî Yol

Birinci yol mahkemeye başvurarak haksız tecavüzün önlenmesi ve/veya son verilmesi, mali ve manevi hakların korunması, tazminat talepleri ile dava açmaktır. Başvurulacak mahkeme Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’dir. Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi bir ihtisas mahkemesi olup o yerde bulunmaması halinde Asliye Hukuk mahkemesine başvurulması gerekmektedir. Yer bakımından ise hakkı saldırıya uğrayan kişinin (davacının )yerleşim yeri mahkemesi yetkilidir (FSEK md.66/son). Bu durumda; fikri mülkiyet hakkınızın haksız bir saldırıya uğraması halinde oturduğunuz yere en yakın mahkemeye başvurma hakkına sahipsiniz. Haklarınıza saldıran kişi ile birlikte bu kişi bir işletmekte çalışmakta ise işletme sahibini de sorumlu tutmaya hakkınız vardır. Bu kişilerin kusuru olmaları koşulu da aranmamaktadır.

İstenecek tazminat; <ı>farazî sözleşme <ı>ilkesi yöntemi kullanılarak hesaplanabilir. Bu yolla; usulüne uygun olarak sözleşme yapılmış olsa idi hak sahibinin isteyebileceği bedel bulunur ve istenebilir. Ayrıca FSEK hükümlerine göre tesbit edilecek rayiç bedelin üç kat fazlasına kadar istenmesine de yasa olanak tanımaktadır. Ayrıca manevi tazminat da talep edilebilir.

Cezaî Yol

Başvurulacak ikinci yol ise en yakın Cumhuriyet Başsavcılığına müracaat ederek şikayet dilekçesi vermektir. Zira yasa, eser sahibinin haklarına tecavüzü suç olarak kabul etmektedir.

Bir eseri hak sahibinin yazılı izni olmaksızın her hangi bir araçla yayınlayan kişi bir yıldan beş yıla kadar hapis veya adli para cezasına mahkum edilir.

Eğer suç, başkasına ait esere kendi eseri imiş gibi ad koymak sureti ile işlenmiş ise fail; altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu fiilin dağıtmak veya yayımlamak suretiyle işlenmesi hâlinde, hapis cezasının üst sınırı beş yıldır ve bu halde adlî para cezasına hükmolunmaz.

Bir eserden kaynak göstermeksizin iktibasta bulunan (alıntılayan) kişi altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezasıyla cezalandırılır.

Bir eserle ilgili olarak yetersiz, yanlış veya aldatıcı mahiyette kaynak gösteren kişi, altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması şikâyete bağlıdır. Hak sahibi fikri mülkiyet haklarına yapılan tecavüzü öğrendikten sonra altı ay içerisinde dilekçe ile Cumhuriyet Başsavcılığı’na müracaat etmelidir. Bu süre önemlidir zira süre geçtikten sonra şikayet hakkı düşer. Yapılan şikâyetin geçerli kabul edilebilmesi için hak sahiplerinin haklarını kanıtlayan belge ve sair delilleri Cumhuriyet Başsavcılığı’na vermeleri yasa gereğidir. Bu belge ve sair delillerin şikâyet süresi içinde, yani tecavüzün varlığını öğrendikten sonraki altı ay içerisinde Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilmemesi hâlinde kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilir. Örneğin blog yazısının yasaya aykırı olarak alıntılanması halinde yazının orijinalinin ve alıntının ekran görüntüsü, printer çıktısı alınarak dilekçeye eklenmelidir. Burada yayın tarihinin görünmesi önemlidir. Yine yazının yayınlandığı kuruluştan temin edilecek bir yazı da delil olarak değerlendirilebilir. Şikayetin haklı bulunması halinde Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nde (bulunmuyor ise Asliye Ceza Mahkemesi’nde) ceza davası açılır. Şikayetçi, bu davaya suçtan zarar gören sıfatı ile <ı>müdahil olarak katılabilir. Bu tür davaların bir özelliği de karar kesinleşmiş olsa dahi şikayet edenin şikayetten vazgeçme hakkının bulunmasıdır. Şikayetçi eğer isterse şikayetten vazgeçerek davanın veya cezanın ortadan kalkmasını sağlayabilir.

Hakları saldırıya uğrayan kişi istediği yola müracaat etmekte serbesttir. Dilerse her iki yola da başvurabilir veya yollardan herhangi birisini tercih edebilir.

Alıntı Serbestliği İlkesi

Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu; amacın haklı göstereceği bir oran dahilinde alıntıların yapılmasını serbest bırakmıştır. Ancak bu hal, durumundan eğitim ve öğretim amacına özgülendiği anlaşılan seçme ve toplama eserler için söz konusu olabilecektir. Yine amacın haklı göstereceği bir oran dahilinde bilimsel bir yapıta konulan alıntılar da serbesttir. Ancak bu alıntı yazının içeriğini aydınlatma amacını gütmelidir. (FSEK m.34-35)

Elbette bu serbesti mutlak değildir. Yukarıda anlatılan sınırlara uyulmalı, amacın haklı göstereceği oran aşılmamalıdır. Bu oranın aşılması halinde aşanların yasal bir himaye görmeleri mümkün değildir.

Bu serbesti yalnızca kanuna uygun olarak yapılan alıntılar için geçerlidir. Kaynak gösterilmeden, yasaya uygun olarak yapılmayan alıntılar da yukarıda açıkladığımız yaptırımlara tabidir.

 
Toplam blog
: 35
: 4404
Kayıt tarihi
: 07.09.06
 
 

İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdikten sonra İstanbul'da 21 yıldır serbest avukat olar..