Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Kasım '06

 
Kategori
Sinema
 

Yazlık sinemada kabuklu fıstık yerdik

Yazlık sinemada kabuklu fıstık yerdik
 

Yetmişli yılların başlarında henüz televizyon akşamlarımızı tutsak almamışken İnebolu’ya ikinci yazlık sinema yapılmıştı. İlk yazlık sinema her tarafı binalarla kapalı bir yerdeydi. Kapalı sinemanın olduğu caddenin hemen karşısındaydı. Bu yazlık sinemanın balkonu bile vardı, orası ailelere mahsustu. Sinemanın yanındaki evlerden birinin pencereleri perdeye bakardı. Her seyircinin o evdekileri kıskandığından emindim. Her akşam pencereden baktığında izleyebileceğin bir film olması orada oturanlar için herhalde çok güzelmiştir.

İkinci yazlık sinema deniz kıyısına kurulmuştu. Perde için yüksekçe bir duvar yapılmış, arka tarafında da bir makinist odası... Toprak zemin üzerinde çakıl taşları vardı. Dizi dizi tahta sandalyeler olurdu, ön tarafta masaların olduğu özel bölüm yeralırdı. O zamanlar en popüler kuruyemiş kabuklu fıstıktı. Dışı tuzlu, kavrulmuş fıstıklar sinemanın önünde satılırdı. Kabuğu dişimizle kırarken tuzun tadını alır, sonra içinden çıkan iki fıstık tanesini ağzımıza atardık, kabukları ise yerlere... Yerlere atardık, çünkü herkes öyle yapardı.

Film başladıktan sonra tüm sandalyelerin yönü perdeye doğru dönerdi. Bazen ses iyi duyulmazdı, o zaman “Makinist ses” diye bağırırdı, seyirciler. En arkadaki birkaç sıranın üzeri kapalıydı. Yağmur başladı mı, herkes oraya kaçışırdı. Seyirci az olduğu zaman sığardık, kalabalıksak filmi bitirmeden evlerimize kaçardık.

Genellikle yerli filmler oynardı. Filmin romantik diyaloglarında herkes sessizleşir, denizin sesi ve tahta sandalyelerin gıcırtıları duyulurdu. Filmin birkaç kez kopması doğaldı, o zaman ışıklar yanar, sohbetler başlar, tamir olunca kaldığı yerden izlemeye devam ederdik. Kahramanlık filmlerinde seyirciler heyecanlanır, bazı yerlerde alkışlar yükselirdi. Kötü adamlar lanetlenir, iyiler için dualar edilir, uzayan öpüşme sahnelerinde bazı gözler yere bakardı.

Filmin arası on dakika denirdi ama çok uzun sürerdi. O arada artık hava serinlemeye başlar, yanımızda getirdiğimiz kazakları, hırkaları giyerdik.

Yetmişlerin ortasında televizyon gelince sinemalar eski seyirciyi bulamamaya başladılar. Bir süre sonra evlerin arasındaki yazlık sinema otopark yapıldı, deniz kenarındaki yazlık sinema ise çay bahçesi oldu. Bir yazlık sinemada film seyretmeyeli çeyrek asır olmuştur. Yeni kuşaklar ise bu sinemaları hiç görmedikleri için bizim kadar da şanslı değiller.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..