Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mart '09

 
Kategori
Dünya
 

Dünya Kadınlar Günü, bir sosyal başkaldırıdır

Dünya Kadınlar Günü, bir sosyal başkaldırıdır
 

Yaklaşık bir buçuk asır önce, çalışan kadınların, bayan işçilerin; daha iyi ve insanca çalışma şartlarına, erkeklerle eşit haklara sahip olmak için Amerika’da başlattıkları bir hak arama hareketinin adıdır Dünya Kadınlar Günü. İlk olarak 1857 yılında esmeye başlayan bu rüzgar, 1900’lerin başlarında Avrupa'ya da yayılmış ve kadın hareketinin en önemli lokomotif gücü olmuştur.


Ezilen, sömürülen tüm kadınların mücadelesine ithaf olunan bir gündür ama popüler kültür, bu gerçeği de kendi yoz değer yargılarıyla sulandırmayı başarmıştır. Sosyalist dinamikli bu hareket, günümüz dünyasında, neredeyse en önemli kapitalist unsurlardan biri haline gelmiştir. Bugünlerde, çarşıya-pazara-marketlere-alışveriş merkezlerine-vitrine-reklama iyice bir dikkat ederseniz sanırım bana hak vereceksiniz.


“<ı>Kadınlar Günü nedeniyle iki sutyen alana üç kombinezon bedava”.


8 Mart kadın hareketinin temelleri arasında tam 129 kadın işçinin yanarak can verdiği bir yangının külleri vardır.


Takvimler 8 mart 1857 tarihini gösterdiğinde; daha iyi ve insanca çalışma şartları, günlük maksimum on saatlik iş
gücü ve erkek işçilerle eşit haklar gibi talepleri olan New York' lu kadın tekstil işçileri, kentin zengin semtlerine doğru büyük bir nümayiş, ses getiren bir yürüyüş başlattılar. Ve bu kadın ve insan hakları hareketinin temeli olan olay, kadınların yürüyüşü New York polisi tarafından şiddet kullanılarak bastırıldı.


Bu olayı anmak isteyen, yine New York’ lu 40.000 tekstil işçisi kadın, 51 sene sonra, yine bir 8 Mart günü çok daha büyük bir eylem yaptı. Elli sene önceki taleplerine, artık kadınlara oy hakkı ve çocuk emeğine son verilmesi gibi istekler de eklemişlerdi. Ve bir yıl sonra, ilk Kadınlar Günü, Amerikan Sosyalist Partisi tarafından, 28 Şubat 1909 ‘da Ulusal Kadınlar Günü olarak kutlandı.


Bunu takip eden 1910 yılında gerçekleştirilen 2.Sosyalist Enternasyonal Kongresi'nde, Clara Zetkin, 8 Mart gününün tüm dünyada “Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü” olarak ilan edilmesini teklif etti. Ve kabul edilen bu öneri doğrultusunda, 1910 yılından başlayarak her 8 Mart günü, tüm dünyada kadınlar için özel bir anlam taşıdı. Kadınların ve aslında genel olarak insanlığın insanca çalışmasını ve yaşamasını gerektirecek şartları simgeledi. Bir sosyal başkaldırı ve hak arama çabasıydı.


1960'lı yıllara kadar, bu özel güne, Dünyada sadece sosyalistler sahip çıktı ve kutladı. Ancak bu yıllardan sonra etkisini artıran feminizm rüzgarının etkisiyle sadece işçi bayanların değil tüm kadınların, hayatın tüm alanlarında yaşanan ortak sıkıntılarını ve bu problemleriyle yaptıkları mücadeleyi sembolize eden bir gün olarak kutlanır oldu. En nihayetinde Birleşmiş Milletler genel kurulu, 1975 yılında, 8 Mart tarihini bugün kutlanan haliyle "Dünya Kadınlar Günü" olarak ilan etti.


Değerli okurlar, 8 Mart tarihinin bir de acıklı ve utandırıcı tarafı vardır ki ona da değinmeden geçemeyeceğim. 2.Enternasyonal’in 1910 yılındaki “Uluslararası Emekçi Kadınlar Günü” ilanını takip eden sene, 1911 yılında ilk 8 Mart kutlamaları ve gösterileri Avrupa’da da; Avusturya, Danimarka, Almanya, İsviçre gibi ülkelerde gerçekleştirildi. Ve dünyaya yayılan bu gösterilerin üzerinden çok kısa bir süre geçmişti ki New York'taki ünlü ve hareketin sembolü olmuş 25 Mart yangını gerçekleşti.


Zorla çalışmaları ve kısa süre önce gerçekleşen Emekçi Kadınlar Günü kutlamalarına katıldıkları için cezalandırılmaları amacıyla, patronları tarafından çalıştıkları fabrikaya kilitlenen kadın işçiler, işyerinde çıkan yangından kaçamayarak can verdiler. İşçilerden çok azı kaçarak kurtulmayı, yanan fabrikadan çıkabilmeyi ve çevreye kurulmuş olan barikatları aşmayı başarabildi. 129 kadın işçi ise yanarak öldü. Ve bu olay, insanlık tarihine kara bir leke, bir utanç tablosu olarak geçti.


Bir asır önce yaşanan bu hadiselerin çok benzerleri, hem kadın, hem erkek, hem de çocuk işçilere(?), maalesef ki dünyanın başka yerlerinde halen uygulanmaktadır. Ve bugünün anlı-şanlı, kadın ve genel olarak insan hakları savunucusu, medeni olduğu iddiasındaki, sosyal sorumluluk standartlarını en üst seviyeden uyguladığını çarşaf çarşaf reklam eden uygar batı dünyası, sadece ucuza ürettirmek ve daha çok para kazanmak adına; arkalarındaki donlarından, evlerindeki plazma televizyonlarına kadar kullandıkları, alıp-sattıkları ne varsa her bir şeylerini bu sömürü dünyasında ürettirmektedirler. İnsan emeğini sömürerek.


Son söz: Yeryüzünde çifte standart her daim varolmuştur ve olacaktır.



@İki sene önce bugün "Los Angelas'ta Erkeklerin Karılarını Deri Kemerle Dövmesi Serbesttir, Ancak Kemerin Kalınlığı En Fazla Beş Santimetre Olabilir": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=28622

@İki sene önce bugün "Biz Eskiden, Eskiden...": http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=28608




Not: Yazı fotoğrafı queermap.pbwiki.com adlı siteden alınmıştır.

 
Toplam blog
: 898
: 3759
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

İzmir'de yaşıyorum.    Çok uzun yıllar öncesinden başlayıp, hiç ara vermeden bugünlere kada..