Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Haziran '09

 
Kategori
Deneme
 

Benin iyisi

Sözlükler, “iyi” sözcüğünü; istenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, bol, yararlı, kazançlı, uğurlu, hayırlı, iyilik getiren, esen, sağlıklı, yerinde, uygun, yeterli, istenilen, yerinde, yararlı, uygun bir biçimde… şeklinde tanımlıyor.

“Ben”; tekil birinci kişiyi ifade eder, yaşanan olguların öznesidir. Eğer bir işi çok iyi yapmışsak hemen “ben” deriz. Aksi halde ağzımızdan “biz” sözcüğü çıkar.

”Ben” ile ilgili, ”al benden de o kadar”, ”ben hancı sen yolcu iken elbet bir gün gene görüşürüz”, ”ben bu işte yokum”, ”beni sokmayan yılan bin yıl yaşasın”, ”benim diyen eline su dökemez”, “beni tilki yiyeceğine aslan yesin” gibi deyim ve atasözlerimiz vardır.

Ben var kişinin teninde, ben var kişinin içinde.

Gelelim “ben”in iyilerine:

Benim yengem çok iyi birisidir, evine varıversen bana ne yedireceğini şaşırır.

Benim memurum çok iyidir, emirlerimi harfiyen yerine getirir, bana müdürüm der de başka bir şey demez. Ağzı var dili yoktur benim memurumun.

Benim kardeşim çok iyidir, mirasın çoğunu ben aldım ağzını açıp da gık demedi.

Benim karım çok iyidir, elimi sıcak sudan soğuk suya dokundurmaz.

Benim arkadaşım çok iyidir, bir yere gitsek bana hiç cüzdan çıkartmaz.

Benim kocam çok iyidir, eve zamanında gelir, ev işlerine yardım eder, bana daha fiske bile vurmadı.

Benim komşum çok iyidir. Tavuğuma bir kerecik kiş dediğini duymadım.

Adam bahçesinde dolanırken yoldan bir Hızır selam verip durmuş. Adama:

-Dile benden ne dilersen ey ademoğlu. Ama benden ne dilersen komşuna onun iki katını vereceğim demiş.

Adam şöyle demiş:

-Benim bir gözümü çıkartıver.

Komşuya bak. Komşunun iyisi saç elek yaptırır derlermiş eskiler.

Adam şairmiş. Şairmiş ama kendisinden büyük bir şair de tanımıyormuş. Bir gün bir arkadaşı bu şaire:

-İngiltere’de hazırlanmakta olan büyük bir ansiklopedide iki tane Türk şairine yer verildiğini duydum, demiş.

Bizim şair hemen:

-Diğeri kimmiş demiş.

Öğretmen öğrencilerine Cuma günü son dersten sonra:

-Yavrularım önünüzde hafta tatiliniz var, ödevlerinizi yaptıktan sonra, herkes birer iyilik yapacak ve pazartesi günü okula gelince sınıfımıza anlatacak, demiş.

-Peki ne gibi iyilikler yapacağız öğretmenim?

-İyilikler saymakla bitmez ama ben size birkaç tane örnek vereyim. Aç ve fakir bir arkadaşınızı doyurmak, ona yiyecek giyecek yardımı yapmak, taşıt araçlarında yaşlılara

yer vermek, bir yaşlıyı yolun bir tarafından öbür tarafına geçirmek, bunların hepsi birer iyiliktir, demiş.

Pazartesi günü olmuş. İlk hayat bilgisi dersinde öğretmen:

-Haydi bakalım çocuklar herkes hafta sonunda yaptığı iyilikleri anlatsın da dinleyelim, demiş.

İyilikler anlatılmaya ön sıralardan başlanmış:

-Öğretmenim ben arkadaşıma bir kazak aldım.

-Ben öğretmenim, Gülsüm arkadaşımın karnını doyurdum.

-Öğretmenim ben de minibüste giderken yaşlı bir teyzeye yerimi verdim, teyzecik nasıl sevindi bir görseydiniz.

-Aferin yavrularım böyle olacaksınız işte, hepinizi bu davranışlarınızdan dolayı kutluyorum.

Sıra arka sıralarda oturan üç afacana gelmiş.

-Ali sen neler yaptın söyle bakalım, diye sormuş öğretmen.

Ali de gururlanarak cevap vermiş:

-Ben yaşlı bir nineyi yolun öbür tarafına geçirdim, Hasan ve Mehmet de bana yardım ettiler, demiş.

Öğretmeni hayretle sormuş:

-Ama Ali yalnız sen yapabilirdin bu işi, niçin üç kişi aynı işi yaptınız?

-Ama öğretmenim nine karşıya geçmek istemiyordu, biz üçümüz sürüye sürüye zorla geçirdik, demiş.

“Ben”in iyisini bilen gören varsa haberimiz olsun..

Köydeyim tatildeyim.

 
Toplam blog
: 165
: 646
Kayıt tarihi
: 16.02.09
 
 

Recai Şahin: 1941 yılında Fethiye- İncirköy'de doğdum. İlkokul köyümde, ortaokulu Fethiye'de okud..