Güzel, seksi, çekici kadınlar...

Aslında benim hiçbir kabahatim yok(!) Her şey Sn. Muzaffer Cellek’in yazısına yorum yazarken oldu(!) Bir baktım, kışkırmışım, yazmaya tabii ki(!)

Bir kadın gözüyle, kadınları sınıflamak, bir erkeğin gözüne göre’sinden daha objektif olacaktır diye düşünüyorum. Yanılıyor olabilirim(!)

Elbette kadınlar sadece ; “güzel, seksi, çekici” olarak kategorize edilmezler. Daha değerlendirilebilecekleri yüzlerce kategori var. Fakat şimdilik üç kategoriye girenleri ele alalım.

Güzel Kadın: Sade güzellikten söz ediyorum. Masum güzellik. Öyle albenisi, janjanı yok bu güzelliğin. Yüzündeki tüm ayrıntılar orantılı, yerli yerinde. Vücut da düzgün. Ama içinden gelen şey sadece “bakmak”! Başka bir dürtü yok. Başka bir içgüdü harekete geçmiyor. Kanın akışını hızlandıran, tansiyonu yükselten, heyecanı “tavan” yaptıran hiçbir şey yok! Eğer benzetme yapmam gerekirse; dağlarda açmış beyaz çiğdemler gibidir bu kadınlar. Koparasın gelmez. Bakar, “ne güzelmiş ya” der, geçersin. Eve getirip bir vazoya koyacağın kadar büyük ve görkemli değildirler. Sadece güzeldirler. Manzara güzelliği, tablo güzelliği, kitap kapağı güzelliği, baharda yeşillenmiş toprak güzelliği… O kadar.

Senin dudakların pembe, ellerin beyaz,

Al tut ellerimi bebek, tut biraz… (Cahit Kulebi)

Seksi Kadın: Bu kadınlarda yüz güzelliğinden öte, vücut ön plandadır. Yılankavi kıvrımları, içten gelen kıvırmaları vardır. Duruşu estetiktir. Yürüyüşü baştan çıkarıcıdır. Her tavırları objektife poz verir gibidir. Doğuştan albenisi vardır. Hiçbir şey yapmasına gerek yoktur; bir salınıvermesi, bir elini kaldırıvermesi yeter yürekleri hoplatmaya.

Seksi kadın mimiklerini çok iyi kullanır. Elinde bir üzüm salkımı, tanelerden birini ağzına alırken düşünün. Meyveyle öpüşmeye hazırlanıyormuş gibi bir tavır göreceksiniz. Bu onun doğasında vardır, değiştiremez. İnsanları etkilediğinin farkındadır ve bundan çok keyif alır. Afet-i devran, yürüdü mü dünyayı sallayan kadınlar bu tiplerden çıkar.

Altın bileziklerle dolu bileklerin
Açılırdı rüzgarda kısa eteklerin
Açık saçık şarkılar söylerdin en fazla
Ne çapkın komşumuzdun sen fahriye abla. (Ahmet Muhip Dıranas)

Çekici Kadın: Ne güzel olmasına ne de seksi olmasına gerek yoktur. Doğuştan kendisine verilmiş doğal bir “albenisi” vardır. Seksi olmayabilir, güzel de olmayabilir. Hatta herhangi bir işvesi, nazı da olmayabilir. Dahası; üstü başı perişan, bakımsız da olabilir. Fakat pervane eden bir çekiciliğe sahiptir. Bir şekilde ona doğru çekilirsiniz. Konuşmak, iletişmek istersiniz.

Tarlada çalışan on beş kadının içinde onu, ta yüz metre ileriden fark edersiniz. Koşu parkurunda diğer sporcular gibi koşmakta olan onu, anında seçersiniz. Büyük bir salondaki izleyici veya dinleyici kitlesinin içinde o, hiç sözcüksüz; “ben buradayım” der.

Yok, bunun açıklaması güzelim,

Sen sus,

Sadece sevişelim.

İşte benim en çok bu “çekicilik” dediğimiz faktör dikkatimi çekiyor. Kadın ya da erkek her insan için geçerli ve olağanüstü bir kategoridir; “çekicilik”.

Nedir, nasıl olur, sonradan edinilir mi? Sonradan edinilirse; modifiye edilmiş tofaş gibi mi durur(!) yoksa oturur mu, hiç bilemiyorum. Bildiğim tek şey yaydıkları elektro manyetik dalgaların çok güçlü olduğu. Sanırım bir de insanlığın unuttuğu ve kimyasallarla kapattığı bir koku dalgası da söz konusu olsa gerek. Fakat işin içine koku girince “üreme içgüdüsünü” de ele almam gerekir ki; ikisini birlikte anlatmaya kalkarsam hakkından gelemeyebilirim(!) İyisi mi hiç dokunmamak bu konuya. Nem’e lazım azacağı filan tutar sonra(!)

Her üç tipi de hem medyada hem de sokakta görmek mümkün.

Bazen ama kırk yılda bir; her üç özelliği de üstünde barındıran muhteşem varlıklarla karşılaşmak da söz konusu olabilir. İşte o an sizin literatürünüzdeki “uf be!” dışavurumunun karşılığı her neyse, o ağzınızdan çıkıverir(!) Bu bazen “yavruya bak!”, bazen “aman tanrım!” bazen de sadece iç geçiren bir inleme olabilir; “ah” der gibi(!)

Şimdi sözü; yıllar evvel hava durumu sunan seksi şey gibi; “havalar nasıl olursa olsun, sizin havanız yerinde olsun” diyerek bitireceğim(!)

Hangi tip veya kategorideki kadınlarla olursanız olun; yüreğinde siz varsanız, kainatın en güzel, en seksi, en çekici kadını, O’dur!

Oldu değil mi?

Oldu oldu(!)