Paşam, n'olursun nü resim yap

12/Eylül/1980 askeri darbesinin mimarı, Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren, emeklilik hayatını devam ettirdiği Marmaris’ten, ne zaman ses verse, mutlaka ya magazin basınına ya da tartışacak konu sıkıntısı hiç çekmediği halde politika neşreden medyaya ve tabi ki Türk kamuoyuna malzeme olacak nitelikte “faideli bilgiler” ortaya koymuştur.

Bir zamanlar, bazı büyük bayan sanatçılarımızın(?) tablolarını yapmak ve bu aşamada da olması ve olmaması gereken durumlar konusunda yine ülke gündemini uzun süre meşgul etmişti, Sayın Paşa. Tabi ki meşgul olmak isteyenlere.

Paşamız, sıkı bir ressam aynı zamanda. Hatırladığım kadarıyla birkaç kez de kişisel resim sergileri açtı. Son dönem çalışmalarında, “nü” diye bilinen, çıplak kadın tabloları yapma konusuna, oldukça fazla mesai sarf ettiği de yine efkar-ı umumiyenin malumatları dahilinde.

Evren Paşa’mızın son bombası ise zaten birilerinin, bütünden parça ayırmak adına, ciğerci kedisi gibi bekleştiği, hatta ve hatta -haklarını yemeyelim- bekleşmekten de ziyade adımlar üstüne adımlar attığı bu dönemde; Türkiye’nin, sekiz farklı eyalete bölünebileceği konusundaki muhteşem(?) fikrini ortaya atmasıyla patladı. Hepimizin ağzı, bir karış açık kaldı vallahi. Sonra, birtakım düzeltmeler, yumuşatmalar yapmaya çalıştı ifadesi hakkında ama atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmişti bile. Allah muhafaza, bu sözleri sıradan bir vatandaş etmiş olsaydı kodesi boylamıştı çoktan.

Sayın Paşa, böylesine ciddi bir politik açılımda bulununca, doğal olarak, her birimiz, bu tezin altında yatan ve çok derin fikri altyapılardan oluşması gereken, tutarlı ve bilimsel birtakım destek zeminler bekledik Kendileri’nden. Basın mensuplarının soruları üzerine de bu altyapısını açıkladılar: Sayın Evren, Almanya’nın Bavyera eyaletine bir gezi yapmışlar. Gittiklerinde üç bayrak görmüşler. Biri Türk, Biri Alman, biri de Bavyera Eyaleti bayrağı imiş. Enteresan gelmiş ve hoşlarına gitmiş. Konu bundan ibaret efendim. Sonradan yaptığı, ince fırça darbelerinden mütevellit, rötuşlarını saymaz isek.

Bakınız Değerli Okurlar ve Sayın Cumhurbaşkanı,

Dünya siyasi tarihinde bir tek örnek bulamazsınız ki bir devlet kendi özgür iradesi ile eyaletlere, federasyonlara, özerk yönetimlere bölünmüş olsun. Federasyonlar, federal devletler; bütünü parçalamak amacıyla değil, parçaları birleştirmek, bütünlemek gayesiyle kurulurlar. Bunun aksi bir hür uygulamayı, Sayın Evren ya da bir başkası biliyorlarsa lütfen bizi de bilgilendirsinler ki cehaletimizden kurtulalım. Müteşekkir olalım kendilerine.

Almanya, İtalya, İspanya ve pek tabi ki Amerika Birleşik Devletleri, eskinin Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, şimdinin Rusya Federasyonu ve benzeri siyasal yapılanmaların her biri, parçalı yapıların bir araya getirilme çabalarının ürünleridir.

Anadolu Türkleri’nin bir önceki devleti olan ve üniversal yapısı itibarıyla, tarihin üç-beş tane gerçek imparatorluğundan birisi olduğu, dünya tarihçileri tarafından kabul edilen Osmanlı İmparatorluğu da bu örneklerden bize en yakın ve tanıdık olanıdır. Yüz binlerce kilometrekarelik topraklar üzerindeki onlarca devlet, siyasal hükümranlık altına alınmış ve büyük imparatorluğun parçası haline getirilmiştir. Hep bir toparlanma eylemi söz konusudur yani.

Şimdi tekrar düşünelim. Yedinci Cumhurbaşkanı’nın söyledikleri, hangi mantığa ya da tarihi ve politik çerçeveye sığar, doğrusu anlayabilmek mümkün değil. Bu nasıl bir düşünsel perspektiftir ki kavuşturmak yerine savuşturmayı netice olarak baz alır.

Bu ülkede; Genelkurmay Başkanlığı, darbe lideri olarak da olsa Devlet Başkanlığı ve en sonunda da Cumhurbaşkanlığı yapmış olan bir zatın; daha farklı olumsuz kompartımanlarda seyredebileceğine ne ihtimal vermek istiyorum ne de böyle olduğunu düşünüyorum. Bu ifadelerini de maksadını aşmış ve nereye gideceği düşünülmeden söylenmiş sözler olarak telakki ediyor ve “Paşam, n’olursun nü tablolar yapmaya devam et, inan ki onlar çok daha eğlenceli” demek istiyorum.

Çok şey mi istiyorum sizce, ne dersiniz?