Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Nisan '11

 
Kategori
Eğitim
 

Heey masası

Heey masası
 

Her sorunun dört ayağı var.(Sabahattin Gencal)


Bireyi, toplumu ve insanlığı ilgilendiren tüm sorunlara duyarlı olmak ve sorunların çözümlerine, en azından fikir düzeyinde katkı sağlamak başta aydınlar olmak üzere her insan için bir görevdir. Bu görevin bilinciyle Türkiye'nin sorunları üzerinde düşündüm.  

Sorunların tespiti aşamasında, genellikle öncelikler sıralaması yapılır. Bu sıralama değişik biçimlerde yapılabilir. Ben önemlerine göre sorunları sıralamaya çalıştım. Birinci sırayı hukuk, eğitim, ekonomi ve yönetim sorunları aldı. Bunların kendi arasında bir sıralaması yok. Eğitimi ya da diğerlerini başa yazabilirsiniz.  

H (Hukuk), E (Eğitim), E (Ekonomi), Y (Yönetim) bana bir masanın dört ayağını çağrıştırdı. Masa nerden geldi aklıma? Sorunları masaya yatırmak derler ya, belki ondan. Masanın bütün ayakları sağlam olmalı, eşit olmalı değil mi? Sorunları masaya yatırma deyişi hangi anlamlarda kullanılıyor? Ben bu deyişe bir anlam yüklüyorum: Sorunları masaya yatırmak demek, onları HEEY ( hukuk, eğitim, ekonomi ve yönetim) boyutlarıyla ele almak demektir.  

Dünya kadar sorun var, bin bir sorun var. Sorunlar yarın da olacaktır. Sorunlar karşısında çaresiz kalmadan, umutsuzluğa düşmeden onları çözme gayreti içinde olacağız. Küçük büyük hangi sorun olursa olsun onları tek tek masaya yatıracağız. HEEY kıstasına göre inceleyip çözümler üreteceğiz.  

Bugün "beyaz masa" sözü kullanılıyor, danışma masası, danışman masası, araştırma geliştirme... vb. bir çok deyiş var. Bir deyiş de benden olsun: HEEY Masası...  

HEEY HEEY Köroğlu'nun narasını hatırlatıyor. Bolu beylerini çağrıştıranlar da çıkabilir. Bugün Bolu Beyi, Çankaya Beyi, Kızılay beyleri yok. Biz demokrasi ile yönetiliyoruz. Açık deyişle bizde sorunları kuvvetlinin menfaatine uygun olarak çözmezler. HEEY'e göre çözerler. Ama HEEY'i kullandığımız müddetçe kafamız karışabilir, onun için HEEY masası yerine "Gencal Masası" deyişini kullanabilirsiniz.  

Eğitimci olmam dolayısıyla masanın eğitim ayağı görevini üslenebileceğimi sanıyordum. Diğer ayaklar için, en az bir hukukçu, bir yönetici ve bir eğitimci bulup, bunlarla çözüm üreten bir kuruluş meydana getirmeyi düşündüm. Ama düşünmemle kaldım; 3-4 kişiyi bir araya getirmeyi beceremedim.  

Hukuk Fakültesini de bitirdim. Türkiye Ortadoğu Amme İdaresi Enstitüsünde mastır yaptım. Açık deyişle masanın eğitim ayağından sonra hukuk ve yönetim ayakları da tamam, diyordum. Ekonomiye gelince, "Öğretmen maaşıyla idare ettiğime göre ekonomist sayılırım." dedim. Ama öyle düşünüldüğü gibi kolay olmadığını anladım. Her hangi bir okula girmeden ekonomi konularıyla ilgilendim. Bir şey öğrenemedim. Öğrendiğim Türkiye'mizde bu konuda ters bir orantı var. Yani teorik bilgisi fazla olanlar daha güçsüz oluyorlar. Diğer konularda da böyle mi acaba? Uzatmayalım ekonomik durumum iyi olmadığı için masayı kuramadım. Bir ayağı olmayan masanın diğer ayakları da işe yaramadı.  

Sözün kısası, Türkiye'mizin sorunlarının çözümünde bizzat katkıda bulunamadım, fikir düzeyinde de katkım olamadı. Eh, biz şimdi ancak dua ediyoruz.  

Danışmanlara dua ediyorum. Dünya kadar danışman var. Bunlar herhalde ehliyetlidir. Ehliyetli olmasalar devletin kasasından bir kuruş bile alamazlardı. İnceleme yapmadığım için böyle belirsiz yazıyorum. Mecliste, bakanlıklarda, belediyelerde ne kadar danışman olduğunu bilemiyorum. İstisnalara bakarak, başka türlü konuşmak da uygun olmaz... Uzatmayalım. Bütün danışmanlara duacıyım.  

Derneklerin lokal haline geldiğini de söylüyorlar. Başkalarının söylediklerini yazmak da olmaz. En iyisi bu konuları kapatalım.  

Konuyu madem kapatacaktık niye açtık?  

Bu sayfada çözüm üretmeyeceğiz. Üretmek istesek de üretemeyiz zaten. Bu sayfada hukuk, eğitim, ekonomi ile ilgili makaleler de yayınlamayacağız. Yayınlasak da faydası olmaz zaten. Ne yapacağız? Aklımıza geldiği gibi fikir yazısı yazacağız. Cümleleri yanlış kullanıyorum. Yazacağız yerine "Yazmanızı istiyorum, rica ediyorum." desem daha iyi olacak  

Ne yazarsanız yazın sonunda HEEY masasının gerekli olduğunu belirtin. 

Gencal Masasını unutamayacaksınız. Ne zamanki ayak üstü sorun çözmeye çalışan bir politikacı görürseniz beni hatırlayacaksınız. Ne zamanki sorunları etraflı tartışmadan çözüm üretmeye kalkanları görürseniz beni hatırlayacaksınız.  

Hatırlanmak güzel; ama yetmez. En iyisi bu sayfada siz de görev alın. İnsanlara faydalı olmak niyetiyle yazalım. Aklınızdan o kadar şey geçiyor ki birini bile yazarsanız mutlaka gönderin.  

Yazmak bizden, okuyup değerlendirmek okuyuculardan.  

***  

Not: Bu çağrımızı Sabahattin Gencal Web Sitesinde 2008 sonlarında yayınlamıştım. Yayınlamakla kaldım. Çok geçmedi siteyi kapattım. 2010’da başka bir blogda konuyu açtım. Açmamla kapamam bir oldu. Kimsecikler ilgi göstermedi, yazmadı ya da yazamadı.  

H E E Y Masası tekrar gündeme getiriyorum.  

Umarım HEEY ( Gencal) masası için bir fikriniz olur. En azından bir yorumunuz olur. Ama yazmazsanız, yazamazsanız da sizleri kınamam. Çünkü herkesin çoluk çocuğu var, ekmek parası kazanma endişesi var.  

Bu önerimiz üzerine tekrar tekrar duracağız. Tek çözüm bu demiyorum; ama çözüm üretmede Gencal Masasından yararlanılacağını umuyorum.  

Gayret bizden takdir Allahtan.  

Sabahattin Gencal, Başiskele, 08. 04. 2011  

 

 

 

 
Toplam blog
: 181
: 635
Kayıt tarihi
: 29.03.11
 
 

1943'te Trabzonda doğdu. Erzurum Yavuz Selim İlköğretmen okulunu bitirdikten sonra girdiği Bursa Eğ..