Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '07

 
Kategori
Yoga / Meditasyon
 

Solar Pleksus Çakra

Solar Pleksus Çakra
 

Masal şöyle başlıyor: “ikinci bir zihnimiz var, üstelik karnımızın hemen altında yer alan bu zihin duygularımız, sevgilerimiz ve duyumsamalarımız için günlük yaşantımızda da kullanılabilir. Günlük kararlarımızı bu zihnimizle vererek olağan yaşantımızın gereklerini yerine getirebiliriz.” Kararlılık yeteneğini içinde barındıran üçüncü çakraya hoşgeldiniz.

Birinci zihin gözlemleyen zihnimizdir. Beş duyumuzu kullanarak gözlem yapar, sentezler ve rasyonel kararlar vermemizi sağlar. Bu zihnin yanlış kullanımı çok fazla enerji tüketilmesine neden olur. Bu nedenle birinci zihnimizi yalnızca gözlem yapmak, algılamak için kullanmamız önerilir. Alt zihnimizi kullanmayı öğrenerek ise bedensel enerjimizi dengeleyebiliriz. Böylelikle bedenimizin enerjisini tüketmemiş oluruz, zira alt beynimiz aynı kararlar ve duyumsamalar için bedensel enerjimizin yüzde 20’sini tüketirken üst beynimiz aynı işlemler için enerjimizin yüzde 80’ini tüketmekte ve bizi enerji kıtlığına sürüklemektedir. Üst beyin rasyonel ve analitik işlemleri yaparken alt beyin sezme, duyumsama ile başarılabilecek işlemleri yapar. Bunu bir işbölümü olarak düşünebiliriz. Sol beyin foksiyonları üst beynimiz ile yerine getirilirken sag beyin fonksiyonlarımız alt beynimiz ile yapılır. Böylece tıkanmışlığın, çözümsüzlüğün ve elbette bedensel yorgunluğun önüne geçmiş oluruz . Amacımız kendimizle ve evrenle uyum içine girmektir. Evrenin bilgeliğine ulaşmak, stresimizle baş etmek, sezgisel yeteneklerimizi kullanarak daha rahat, uyumlu, daha iyi ve kolay karar veren bireyler olmak ana amaçtır.

İkinci zihnimiz ve sonsuzluğun saf gücü ise göbek deliğinizdedir. Onu ne satın alabilir ne de satabilirsiniz ve ben de onu size veremem. Ana rahminde bulunduğumuz sırada, göbek kordonu yoluyla besinlerimizi buradan alırız. Bu merkez biz doğduktan sonra da güçlü bir enerji kaynağı olmaya devam eder ve etkin duruma geldiğinde kendimizi daha canlı ve güçlü hissetmemizi sağlar. Göbek merkezinin enerjisi güçlü olan bir insanın, eylemleri üzerinde de denetimi vardır, göbek deliğindeki ateşin, tüm eski alışkanlıkları ve davranış tarzlarını yakıp kül etmek ve onlardan arınmak için kullanılabileceği söylenir. Göbek deliği merkezi gelişmemiş zayıf bir insan, dağınık, konsantrasyon eksikliği çeken, düşüncelerini gerçeğe dönüştürme enerjisi olmayan ve sürekli olarak yaşam ve yaşamın kendisine sundukları nedeniyle hayal kırıklığı ve öfke yaşayan biri olarak görünür.

Üçüncü çakrası çok güçlü olan biri için “cesur” ya da “içinde gerçek bir ateş yanıyor” gibi ifadeler kullanılır. Bu çakraya mücevherlerle dolu da denir. Çünkü burası ateş merkezidir, ısının toplanma noktası altın rengi bir güneş gibi ışınlar yayar. Çin felsefesinde buna üç kat sıcak adı verilir, çünkü sindirim işlemi sırasında bir ısı yayılır. Japon öğretilerinde “karın” anlamına gelen “hara” kelimesi kullanılır. Birçok ezoterik ekol bu merkezin enerjisini harekete geçirmek için yüksek sesle şarkı söylemeyi öğretir. Bu çakra on ikinci göğüs omuruyla birinci bel omuru arasında bulunur yani karın bölgesinin kalbe kadar olan kısmı. Bu çakra ruhi ve fiziksel varlıkların hayat merkezidir. Çünkü yukarı hareket eden prana ile aşağı hareket eden apana burada karşılaşarak hayatımızı sürdürmemiz için gerekli olan ısıyı ortaya çıkarırlar. Bu iki enerji birleştiği zaman, merkez de uyanır. Güneşin etkisi altındadır ve hareketli zekanın ışınsal kalitesine sahiptir.

Solar pleksus astral ya da duygusal düzeyde isteğe ve hislere bağlıdır. Kendine güvenleri ve cesaretleri olmayan kişilerle ilgilenir. Fiziksel seviyede ise genel olarak sindirim ve özümlemeyle ilgilenir. Çakranın etkisi altında bulunan işlemler ve organlar: nefes, diyafram, mide, onikiparmak bağırsağı, safra kesesi ve karaciğer. Bu çakrayla ilgili olan içsalgı bezi pankreastır. Yemek ile almış olduğumuz karbonhidratlar, sindirim sistemi tarafından en küçük parçaları olan glikoza parçalanırlar. Glikoz, hücrelerin en önemli enerji kaynağıdır. Sindirilerek kana karışan glikoz tarafından uyarılan pankreas, insülin adlı hormonu üretmeye başlar. Fakat günümüzde yaygın olan stres ile birlikte karaciğerde başlatılan olaylarla kana daha fazla glikozun karışması sağlanır ve buna paralel olarakta insülinin salgılanması önlenir. İşte bu önleme çok sık veya ani olursa insülin salgılaması bloke olur. Bu blokenin kalıcı olmasını sağlayan en büyük nedenlerden biri de ani üzüntü ve öfke döngüsüdür. Çok ani üzüntüler yada birinden hiç beklemediğimiz bir anda duymuş olduğumuz bir veya birkaç söz bizim boğazımıza ok gibi saplanır ve bu okun girdiği yerden negatifliğin zehiri vucudumuza yayılmaya başlar. Böylece şeker hastalığıda bu okları yediğimiz tarihten birbuçuk ay sonra başlar.

Yaşımız kırklara doğru gelmeye başladığında sağlığımızı en çok etkileyen şey, kolestrol seviyemizin yüksek olmasıdır. Kolestrolün bir bölümü yediğimiz besinlerden gelirken büyük bir bölümü de vucudumuzda üretilir. Stres en çok karaciğer organımızla ilişkilidir. Kolestrolun de üretim merkezi karaciğerdir. Kanımızda fazla miktarda kötü kolestrol bulunması halinde, damarlarımız birikimden dolayı daralır. Eğer bu daralma kalp tarafında ise kalp krizi, beyin tarafında ise felç geçirebiliriz. Dikkat ederseniz damarlarımızda birikim ve kanda kötü lipitlerin dolaşması bizi kolestrol hastası yapıyor bunun ruhsal alandaki karşılığı da içinizde biriken stres ve düşüncelerdir siz düşüncelere tutunmaya başladıkça kötü lipitlerde damarlarınıza tutunmaya başlar. Siz içinizdeki kin ve nefreti yada yaşamınızda çok haksızlığa uğradığınız tezine tutunmaya başladıkça kolestrol seviyenizde artar.

Bu çakrada bir bozukluk olduğu zaman kişi, hızlı duygu değişikliklerine maruz kalıp sarsıntı, içine kapanıklılık, uyuşukluk, iştahsızlık ve olağandışı yiyecek alışkanlıkları gösterir. Eğer kalp çakrasından gelen enerjiler fiziksel düzleme ulaşmakta başarısız olursa, bu çakranın bozukluğu sinir hastalıklarına ve kansere yol açabilir. Kalp çakra ile etkileşim içindedir ve eğer önünde bir tıkanıklık varsa cinsellik aşkla birleşemez. Açık olduğu zaman derin ve tatmin edici bir duygusal hayata sahip olunabilir. Eskiden gelen bir söz vardır “kalbe giden yol mideden geçer” diye, işte o yol herkesin zannettiği gibi iyi yemek yapmak ile ilgili değildir. Bu yol enerjinin yoludur.

Bu çakra alt duygularımızın merkezidir ve alt düşük duygularımız olan kızgınlık, nefret, huzursuzluk, endişe ve öfkeden sorumludur. Olumlu yönden cesaret, ısrarcılık, agresiflik, birşeyi elde etmek için mücadele etmek gerekir. Açlık içgüdüsü de bu çakraya bağlıdır. Güçlü olabilmek için aynı zamanda solar pleksus’umuzun da güçlü olması gerekir. Solar pleksus aynı zamanda “ben” merkezidir. Ben istiyorum. Ben yapıyorum gibi. Eger solar pleksus’unuz çok güçlü ise kendiniz için cok şey yapmak istersiniz. Eger solar pleksus birikimli ise bu strese sebep olur. Olumsuz düşünceler, kızgınlık strese bağlı olan herşey. Bazen duygularımızı etkileyen fiziksel stresi de karşılarız.

Değişik düşünce formlarımız ile de sık sık birikim olur. Özellikle psikolojik problemler ile uğraşırken “ben” merkezciliğin karşıt dengesi ise kalp çakrasıdır. (yani “sen” merkezcilik)

Solar Pleksus ön kalp çakrası ile daha çok bağlantılıdır. Eğer dengesiz, egoist bir insan olmak istemiyorsanız, ön kalp çakra ile solar pleksus’un dengede olması gerekir. Çünkü bu ön kalp çakrası yüksek duyguların merkezidir. Sevgi, Neşe, Barış, Şevkat, Yumuşaklıklık, Merhamet, Hoşgörü, Kisilik özellikleri, Sabır, Açık kalplilik gibi duygular yüksek duygulardır.

Bu yazımızda sağlık gibi her zaman çok duymak istemedigimiz sorunlardan fazlaca bahsettik ama öğrenmemizde yarar var diye düşündüm. Eğer bu ayaklarımız bizi ömür boyu üzerlerinde taşıyorlarsa öncelikle vücudumuzun çalışma sistemini de bilmemiz gerekir, ona saygı ve sevgi göstererek onunla birlikte ve barışık olarak yaşamamız bizim yaşamımızı daha kaliteli kılar.

Bir sonraki kalp çakra’da buluşuncaya kadar sevgiyle kalın.

 
Toplam blog
: 101
: 5279
Kayıt tarihi
: 01.03.07
 
 

Ege Üniv. İşletme Fakultesi'ni, daha sonra da Harward Üniversitesi'nin Master programını Türkiye'de ..