Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Mart '07

 
Kategori
Kent Yaşamı
 

Üçüncü katta dış duvarda vandalizmin izleri

Üçüncü katta dış duvarda vandalizmin izleri
 

Yokuş bir sokağı tırmanırken sokağın sonundaki evin üçüncü katının pencere ve balkonlarının çevresindeki boyaları görünce ne olduğunu anlamakta zorlandım. Duvarlar spreyle ve fırçayla rasgele rengarenk boyanmıştı.

Evlerin zemin kat duvarlarında siyasi yandaşlar, futbol fanatikleri, aşıklar veya yalnızca kirletmek amaçlı olarak boyanmış duvarlar görmeye alışkındım ama apartmanın üçüncü katında dış duvarlarda hiç görmemiştim. Vandalizm oldukça yükselmişti, üçüncü kata kadar.

TDK sözlüğünde “vandalizm”’i “Vandal olma yanlısı, Vandallık” olarak açıklamış “Vandallık” sözcüğünü de “Eski kültür ve sanat anıtlarını yakıp yıkma düşünce ve davranışı” olarak tanımlamış. Vikipedi’de daha geniş bir tanım var: “Vandallık veya akım olarak Vandalizm, bilerek ve isteyerek, kişiye ya da kamuya ait bir mala, araca ya da ürüne zarar verme eylemidir. Vandal, kırma, parçalama, yok etme, kesme, yakıcı madde atma, boya atma yoluyla sonucunu bilerek, başkasının ya da kamunun sahiplendiği, önemsediği ve değerli bulduğu bir maddeye (örneğin, okul araç-gerecine, müzede sergilenen tarihsel bir yapıta, resim galerisindeki bir tabloya) zarar verir.”

Duvarlardaki siyasi yazıları veya kalpler içine yazılmış harfleri vandalizm olarak adlandırmak haksızlık olur belki. Kendini ve görüşünü ifade edip duyurmakta sıkıntı yaşayan kişilerin veya sempatizanların bulabildiği tek çare olabilir. Daha önce bu konuda yazdığım yazılarda asla Vandalizm benzetmesi yapmamıştım (1, 2).

Duvarında bu yazıları bulan ev sahipleri her zaman bu kadar iyimser yaklaşamamakta ve bunu kendilerine yapılmış bir saldırı gibi algılamaktadır. Yetmişli yıllarda gençlerin siyasi örgütleriyle daha yaşlı kuşaklar arasındaki uçurumda da evlerinin duvarına yazılan yazıların da etkisi çok olmuştur. Bir çok ev sahibi evlerinin duvarındaki yazıları mülkiyet haklarına bir tecavüz olarak düşünmüşler ve gençlik akımlarına normal koşullarda olması beklenenden daha düşmanca bakmışlardır.

Büyükçekmece'de mermer heykeller üzerindeki yazıları gördüğümde sanata karşı bu saygısızlığa üzülmüştüm (3). Ertesi yıl aynı yere gittiğimde yazıların daha da arttığını görmüştüm.

Doksanlı yıllarda şehrin her tarafındaki duvarlarda “Bel fıtığı” yazısı ve telefon numaraları görünmeye başladı. Artık ezberlemiştik o numaraları. Son zamanlarda demek başka reklam yöntemleri bulmuş olmamalılar ki, görünmez oldular.

Şimdi duvarlarda başka bir çeşit yazı daha var, web adresleri... Internet’in yaygınlaşmasıyla birlikte duvarlarda bu adresler görünmeye başladı. Internet’te çok tıklanan sayfaların gelir getirdiği düşünülürse bu yazılar ticari kaygılarla da yazılmış olabilir.

Üçüncü katta vandalizmin fırça darbelerini görünce duvarlardaki vandalizmi yazdım. Vandalizmin boyutları bu yazdıklarımdan çok büyük olarak heryerde karşımıza çıkıyor.

Not: Objektifi pencerelere çevirip fotoğraf çekemeyeceğim için başka bir fotoğrafı temsili olarak boyadım.

(1) “Duvarda çizili kalbin üzerine bir çarpı atılmış” http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=25829
(2) “Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray’a çağrı: duvarları temizleyin” http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=17148
(3) “Sanata saygısızlık” http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=13608

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..