Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Mayıs '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Tebrikler sayın valim

Tebrikler sayın valim
 

30 yıl önce Taksim meydanında kutlanılan 1 Mayıs bayramı kana bulanmıştı. Biliyorsunuz, dini veya milli önemi olan, bu yüzden sevinç ve neşe içinde kutlanan özel günlere bayram diyoruz.

En değerli varlığımız olan canımıza kast eden bir anlayışın, bayramın adıyla da ruhuyla da uzaktan yakından bir ilişkisi olmadığını herhalde hepimiz biliyoruz.

O gün çıkan olayların hâlâ sırrının çözülememiş olması gibi bir kâbus, orada hayatını kaybeden insanların yakınlarının peşini hiçbir zaman bırakmayacaktır.

Ateş düştüğü yeri yakar. Giden canı geri getirecek bir teknoloji henüz geliştirilemedi. Bu yüzden insan hayatına verilen değer, çağdaşlığın, medeniyetin bir numaralı ölçüsüdür.

Yöneticilerin birinci derecede görevi de, hayatımızı korumalarıdır. Evet, mal canın yongası, ona da bir zarar gelsin istemeyiz ama, hayatta kalırsak önünde sonunda zararımızı telafi edip malımızı tekrar elde edebiliriz, ama canımızı asla…

İstanbullular, valilerinden öncelikle bunu, yani can güvenliğinin sağlanmasını istemek zorundalar. Valilik kendilerine ulaşan bilgiler çerçevesinde, 30 yıl önce ölenleri bahane ederek, bugün yine ölümcül bir hadise çıkarmayı kafasına koymuş yasa dışı bazı grupların olay çıkartmak istedikleriyle ilgili bir ihbar almış.

Ne yapsaydı, ne haliniz varsa görün deyip, olayların çıkmasına, suçsuz insanların ölmesine izin mi verseydi?

Hani dillerde dolaşan ve bize “atasözü” diye yutturulan bir deyim vardır. “Düşmüşe bir tekme de sen vuracaksın.” Dünkü olayların suçunu valiye atanların tavrını buna benzetiyorum. Nasıl olsa valiyi tayin eden erkin gücü kalmamış, muktedir bile olamadığı iktidarının son demlerini yaşıyor. Bir darbe de buradan vuralım da defolup gitsinler.

Böyle bir mantığı hiçbir “insan” evladına yakıştıramam.

Taksim’de gösteri yapılması normal şartlarda yasak mı, yasak…

Günler önce valilik DİSK’in ısrarlı isteğini geri çevirmiş mi, çevirmiş…

Yasadışı bazı grupların provokasyonunu hatırlatarak, İstanbullular’ı korumak adına buna izin vermeyeceğini belirtmiş mi belirtmiş…

İlle de ısrar ederseniz, polis zoru kullanmak zorunda kalacağını söylemiş mi, söylemiş…

Şimdi ortada bir yönetim var, kurallar var, yasalar var, milyonlarca insanın hakkı var, can güvenliği meselesi var ve DİSK’in ısrarı var.

Bugünkü gazetelere bakıyorum, en tarafsız davranmaya çalışanı inat kelimesini kullanmış. Devletin koyduğu kurallara ve onun güvenlik güçlerine karşı “insanca” söylenen sözü dinlemeyen ve ne olursa olsun ben Taksim’de bu kutlamayı yapacağım diyerek kanunsuz, mesnetsiz bir direnç ortaya koyan DİSK’e karşı vali inat etmiş öyle mi?

Bu bana rahmetli eşimle yaşadığım bir olayı hatırlattı. Bir yaz günü susadık, bir büfenin önünde serin bir şeyler içmek istiyoruz. Ne içersin dedi, ben de gazoz dedim. Kendisi de ayran içeceğini söyledi. Fakat arkadan benim de ayran içmem gerektiği konusunda beni ikna edici şeyler söylemeye başladı. Karşılıklı konuşmalarımız etraftan kavga gibi algılanacak hale gelinceye kadar cedelleştik. Sonunda ben dedim ki, herkesin içtiği kendine. Benim canım şu an ayran içmek istemiyor. Ben senin ne içtiğine de karışmıyorum., ne içmen gerektiğini de sana empoze etmiyorum, deyince “Ne inatçısın bee” demişti… Hiç unutmuyorum.

Evet, Valiye karşı, bu ne inat diye manşet atanların kulakları çınlasın..

Gazetelerin manşetlerini sırayla okuyorum. Aşağıda size de bunları sunacağım. Hepsi valiye karşı, 1 Mayıs’tan yana… Manşetler öyle ama, spotlarda ve satır aralarında yazılanlar anlayana her şeyi anlatıyor.

Resimde de gördüğünüz gibi kaldırım taşlarını söken yüzleri kızıl maskeli kişiler polise taş yağdırıyorlar. Atılan molotof kokteylleri, yakılan arabalar, kalabalığın bir bayram kutlaması yaptığı izlenimi bırakıyor mu sizde.?

Buna rağmen valinin İstanbullu’yu perişan ettiği haberleri, elbette trafikte mahsur kalmaktan bezmiş vatandaşı da, valiye karşı bir tavır içine itiyor.

Ama ben buradan sayın valiyi kutluyorum.

Cana bir zarar gelmemesi için aldığı önlemlerden dolayı ve böyle bir üzücü olay yaşamamıza fırsat vermemesinden dolayı polisi de kutluyorum.

Şu anda kendimi, hani malum fıkrada arabaların üstüne üstüne geldiğini farkedince “ne kadar da ters yola giren var” diyerek şaşıran Temel gibi hissettiğimi söylemeliyim.

Doğruyu söylemek neden bu kadar zor oldu. Çoğunluğa uyup gerçekleri örtbas mı edeceğiz?

Hükümet yanlısı diye bilinen gazeteler bile vurun abalıya misali valiye yüklenmişler. Bir tek Vatan gazetesinin manşeti ne şiş yansın ne kebap türünden olmuş: Valiye kızalım mı, alkışlayalım mı diye soruyor.

Alkışlayalım arkadaşlar alkışlayalım. İşini iyi yapanı alkışlayalım. Dün 30-40 kişi daha kaybetseydik, katliamın 30. yılında yine yüzlerdeki maskeler gibi her taraf kızıl kana bulansaydı, daha mı iyi olacaktı?

O zaman valiye, niye tedbir almadın, diye kızmayacak mıydık?

Güç ve imkân senin elindeydi, istesen her şeyi yapardın, yolları keserdin, trafiği kapardın, kanunsuzluğa izin vermez, yasa dışı örgütlere ödün vermez, halkın can ve mal güvenliğini korurdun, diye valiyi suçlamayacak mıydık? O da öyle yaptı işte...

Öyleyse şimdi de alkışlayalım, tebrik edelim. Sonra da istersek “hükümetin valisi” diye onu istemeyelim. Ama hakkını da verelim…

*****

Şimdi sizleri bugünkü gazetelerin İstanbul’da dünkü olayları konu edinen manşetleriyle baş başa bırakıyorum.


EVDEN İŞE 1 MAYIS YÜRÜYÜŞÜ (Akşam).
İstanbul Valisi Muammer Güler Taksim’de eylem yaptırmayacağım diye sıkıyönetim dönemlerinde bile olmayan tedbirler aldı. 5-10 bin kişi için trafikte kalan milyonlar işlerine tabana kuvvet ulaştı.

DELET TERÖRÜ (Birgün). Taksim meydanında barış içinde kutlanmak istenen 1 Mayıs işçi bayramı nedeniyle alınan önlem ve müdahaleler, sıkıyönetimi aratmadı.

1 MAYIS İŞKENCESİ (Bugün). DİSK ve valinin inatlaşması İstanbul’da halka hayatı zindan etti. Polis yolları kesince trafik durdu. Vatandaşlar kilometrelerce yürüdü. Bin kişi göz altında.

İSTANBUL’A GÖZALTI (Cumhuriyet). Valiliğin emekçileri Taksim’e sokmamak için aldığı 1 Mayıs önlemleri kenti felç etti. Taksim’e yürümek isteyen gruplar cop ve biber gaz bombalarıyla durduruldu. Bine yakın kişi göz altında.

OLAN YİNE HALKA OLDU (Güneş). DİSK ile bazı yasadışı grupların 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlama inadı milyonlarca vatandaşı perişan etti.

KES YOLU VER GAZI (Hürriyet). İstanbul Valiliği Taksim’de izinsiz 1 Mayıs kutlamalarını önlemek için yolları kesti. DİSK yasağa rağmen inat etti. İşe gitmek için yollara düşen İstanbullu biber gazından nasibini aldı.

RESMİ ZULÜM (Milliyet). Valiliğin 1 Mayıs yasağı İstanbul’u felç etti. 1 Mayıs’ı Taksim meydanında kutlamak isteyer DİSK ile buna karşı çıkan İstanbul Valiliği’nin restleşmesi İstanbul’u felç etti. Binlerce kişi yollarda mahsur kaldı.

BU ÖFKE NİYE (Posta). 1977’deki 1 Mayıs İşçi bayramında 34 kişi ölmüştü. İstanbul valiliği bu olayın 30. yılında Taksim’de gösteri yapılmasına izin vermeyince kent savaş alanına döndü. Polis göstericileri biber gazı, tazyikli su ve copla dağıttı, havaya ateş etti.

Tüm dünyada 1 Mayıs kutlandı sadece İstanbul’da olay çıktı.

İSTANBULLU’YA POLİS TERÖRÜ (Radikal). Polis 1 Mayıs’ı tüm İstanbullular’a zehir etti. İşçileri Taksim’e sokmamak uğruna öyle akla zarar önlemler alındı ki, kent felce uğradı. Halka ve göstericilere terörist muamelesi yapıldı.

ZORAKİ YÜRÜYÜŞ (Sabah). Vali Güler Taksim’deki 1 Mayıs gösterisini önlemek için köprü ve otoyolları kapatınca İstanbullu perişan oldu.

TAKSİM İNADI HALKI VURDU (Star). DİSK’in 1 Mayıs’ı Taksim meydanında kutlama inadına polis abartılı önlem alınca fatura halka kesildi. Trafik felç oldu. İstanbullular işine yürüyerek gitti.

VALİ GÜLER HALK AĞLAR (Takvim). Bölge 1 Mayıs önlemini babam da alır. Vapur, metro, tramvay, otobüs yok, yol kapalı, işe gidene köprüde arama, cop, biber gazı… Sonuc İstanbul halkı perişan.

İSTANBUL’UN CANINA OKUDULAR (Tercüman). DİSK’in ısrarı valinin inadı halkı vurdu.

1 MAYIS PERİŞANLIĞI (Türkiye). DİSK 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlayacağım diye diretince ana yollar ve köprüler trafiğe kapatıldı, öğrenciler ve işe giden vatandaşlar saatlerce yollarda perişan oldu.

ALKIŞLAYALIM MI, KIZALIM MI (Vatan). İstanbullular dün trafik işkencesi yaşatan Vali Muammer Güler’e ateş püskürdü. Vali ise istihbarat birimlerinin 1 Mayıs’ın kana bulanacağı yolunda çok ciddi ihbarlar geldi, o riski alamazdık, diyerek aşırı önlemleri savundu.

1 MAYIS’I ZEHİR ETMEYİ BAŞARDIK (Yeni Şafak). 1 Mayıs 1977’deki miting sırasında 34 kişinin öldürülmesinden 30 yıl sonra izinsiz de olsa Taksim’de ilk kez 1 Mayıs kutlandı.

 
Toplam blog
: 859
: 979
Kayıt tarihi
: 21.06.06
 
 

Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, ekonomik..