Blog yazarlığı üstüne biraz cimnastik..

Yazarlık.

Blog yazarlığı, düşüncenin dışa vuruluşu.

Kendini tatmin..

"A-siyazar'a bak, sivri dilini çıkarmış kovuğundan" diye bekliyorsanız, avucunuzu yalarsınız arkadaş.

Beni yılan yerine, çiyan yerine koyabilirsiniz ama, asla gerçeği gizleyemezsiniz.

Sahi.. Gerçek ne?

Görünen mi?

Görülmesi sağlanan mı?

Düşünülen mi?

Çoğalt çoğaltabildiğin kadar.

Biz ne yapıyoruz burada.

Arkadaşlar yorum yapıyor Asi değil filan, beyefendi, çok sevdik, diye.

Kızım bırakın edebiyatı, kaç kere tıkladınız sayfama, neden artmıyor bu reyting..

Ben burada..

Kendi kendimize gelin- güvey hesabı..

Yazıyorum!

Paslaşmalar, derken kiminiz büyük yazar havalarına girmiyor mu sahi..

En çok okunanı.

En çok görüntüleneni..

En aktifi..

Ne demek en aktif..

Açıklıyorum!..

En çok yazan..

Sonra.

Haftanın vesaire, ayın, yılın, uzat uzatabildiğin kadar..

Beni inandıramazsınız..

Ne kadar a sosyal varsa toplanmış bu aleme, atıyor..

Solohan çok bira içermiş filan.. Beni içerken görmeden nasıl uydurursunuz bu masal adamını..

Yok Neşe, neşesiymiş bu alemin.

Yani bilmesem, gerçeği görmesem ben de inanacağım bu masallara..

Herkes hayal aleminde yaşıyor..

İki saat Mehmet Eren pilav tarifini niye verdi telefonda açıklayın, yapamazsınız..

Okuyorum üç gündür; Eymir şöyleşmiş falan filan..

Dönüp baktığımda bende katılmışım bu koroya..

Nihayet.

A-siyazar gerçeği MB'nin sanal duvarlarına çivi yazısıyla, yazıyor.

Yemin etsem başı ağrımaz kimsenin -beni karıştırmayın- inanmayın sizi gidi çömez blog yazarları..

Celal bile ayağını değdirdi ya göle, hayır gelmez bu işten..

İşte manşet..

"..ayaklarımızı gölün suyuna değdirdik.."

Vay be..

Bu Eymir halleri sanal bir rüya gibi pazarlanırken içim acıyor.

Bunlardan yazar filan, gazeteci olmaz..

İnanmazsanız sorun A-siyazar'ın kolundaki yirmi santimlik yanık izi ne diye sorun, bilemezler..

Görmediler, göremezler.

Şimdi bu takım Eymir'e geldi ya.

Hayal aleminde yaşadıklarından gözlerine perde çekilmiş, gerçeği göremiyorlar.

Akıllarında ne varsa onu görüp yazıyorlar.

Bahse girerim bu tayfa Eymire gelmedende bu yazıların kıralını yazarlardı..

Yani iki gündür okuyorum, birkaç yazıda yazmışım, kazara.

Okunma sayısına bakıyorum.

"Irak harekatına beş kala " adlı blog şu an itibarı ile 17 ( onyedi) okuyucu tarafından okunmuş..

Biz Eymir'de kaç kişiydik ?

-Otuz küsür.. (Bana küsürden darılmayın, açıkça belirttim, herkes yaka kartı taksın diye, azıcık yazıyorsak bir bildiğimiz var, yer çekimini ben bulmadım hani..)

Küsür ayıp olur , düzeltiyorum..

Arkadaşlar kendinize gelin yazdıklarınıza göre benim zirveye tırmanmam lazım..

Burada açıklıyorum..

Sayı artsın diye apartmanda İnternet'i olan komşuları dolaşmaktan nefesim kesildi..

Hanım "Yeter canım, telef olacaksın inip çıkarken merdivenleri" dese de, rest çektim.

Bu size son uyarı.

A-siyazar .

Blog habercisine kayıt edilecek.

Herkes en az on kere A-siyazar'ı okuyacak, rapor filan geçersiz. Bu iş aynı bilgisayardan olmayacağına göre apartman komşularından yardım alabilirsiniz. ( Burada hepinizi koşuştururken hayal edip eğleniyorum icabında:))

Kaçış yok.

Akdenizli'ye , pardon, akdeniz'e bile kaçsanız, bulurum vallahi..

Samimi olun yahu!..

Zaten kafam bozuk, iki gündür şu yazı yayına çıksın diye değiştirip duruyorum.

Açıyorum blog sayfasını hala yayınlanmamış, moral sıfır.

Seyir defterinde Pirimete abimiz duruyor sabahtan beri.

Seviniyorum tabi doğal olarak..

Şimdi herkes komşularının kapısını çalıp biraz sosyalleşsin.

Çay kahve sohbetine dalıp, gerçek amacınızın, A-siyazar'ı okumak olduğunu unutmayın .