Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Kasım '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Dostluk, kişilik ve özgürce karar verme

Dostluk, kişilik ve özgürce karar verme
 

İnsan tek değildir hiçbir zaman. Kendisi ve içsesi… Yani hiçbir zaman yalnız kalma şansı yoktur. Ne zaman ki susar içses, o zaman yalnız kaldığı andır. Ki bu yine kendi elindedir. Yani kendi inisiyatifi ve seçme özgürlüğüne bağlıdır.

- Dostluğun kaç kişiliği var?

- Bu soru karşısında nasıl bir cevap vereceğini şaşırıyor. İçindeki ses; aklını, duygularını, düşüncelerini tırmalayarak, sesini son volüme getirerek ve cevap almak isteyen kararlı bir sesle soruyor.

- Kendinin bile inanmadığı ve klişe bir anlama boğulmuş cevabını veriyor. “ tabiî kii tek bir kişiliğe sahiptir. Çünkü dost seninle olandır. Yani attığın adıma eşlik edendir. Yolundaki yön levhasıdır kimi zaman, yüzündeki gülümsemenin sebebi, aklındaki soruların cevabıdır”


Kişi, çevresindeki insanları seçerken ne kadar özgür olabiliyor? Sanırım böyle bir özgürlüğü yok. Çünkü sadece aynı ortamda bulunduğu kişilere bile “dostum” diyebiliyorsa, ya da aynı ortamda olduğu için gündelik yaşamının büyük bir bölümüne yaymak zorunda kalıyorsa, beraber yaşayacağı insanları seçmekte özgür değil demektir…

“ Kafamda bir yer var. Büyük bir oda gibi düşünün. Odanın içinde farklı renk ve şekillerde koltuklar var. Biçimleri, yerleşimleri ve rahatlıkları bakımından da birbirinden ayrılıyorlar. Her birine bir dostumu yerleştiriyorum. Boşta kalan koltuk sayısı epey fazla. Bu anti sosyal bir insan olduğum anlamına gelmiyor. Bu seçici davrandığım anlamına geliyor. “

Bu seçicilik, gündelik yaşamın ve hayatın içinde aldığın pozisyonun gerekleri yüzünden kaybolup gidecektir. Aklındaki o renkli ve rahat koltuklara hiç istemediğin insanları oturtup, gerçek dostlarını kapı dışarı edeceksindir. Hayat saçma bir o kadar da denge sorunu olan bir kişilik olup, kendi yatağından taşıp akmaya devam edecektir…

“ Kendi kimliğimi kaybedip farklı farklı kişiliklere bürünmek zorunda kaldım… İçsesimin beni sorgulaması çok normal. Çünkü gerçek dostlarımı ardımda bıraktım… Kendi değerlerimi hiçe saydığım için dostluğu da hayat gibi kişiliklere bürüdüm. Özgür bir ruh olma isteğindeyken, gündelik yaşamın çeşitliliğine ayak uydurdum… Eski ben olsaydım…”

Sorgular, kendini suçlamalar ve hayata yüklenen sorumluklar… Kendi hayal dünyasını, reelle çakıştıramadığı zaman insan farklı farklı kişiliklere bürünebiliyor… Bu yüzden hayatta hiç bir şey tek kişilik değildir… Dostluk, arkadaşlık hatta kendi gibi…


Resim : http://raffaespo.deviantart.com/art/walk-26755643

 
Toplam blog
: 194
: 1525
Kayıt tarihi
: 04.08.06
 
 

1981 yılında aslında istenmiyor olsam da geç alınan karardan dolayı hayattayım:)) Haritacıyım ve işi..