Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Kasım '07

 
Kategori
Coğrafya
 

KPSS adayları okumalısınız

KPSS adayları okumalısınız
 

‘’KPSS’yi başarabilirsem’’le başlayan sözleri daha sık duyar olduk son günlerde… Bu iki kelimeyle başlayan sözler ‘’evlenebileceğim’’, ‘’25-30 yaşındayım babamdan istediğim harçlığın ağırlığı altında ezilmeyeceğim’’, ‘’okudu da ne oldu diyen bakışlardan kurtulacağım’’, ‘’kahrolası kahve esaretim sona erecek’’, ‘’seyyar satıcı öğretmen yaftasından kurtulacağım’’ ile devam eder. Aslında bu harekete geçmesi gereken büyümek isteyen ülkemizin çığlığıdır. Bu çığlığı öğretmen olarak derinden hissediyorum.

Mezunların öğretmenliğe başlamadaki umutsuzluğunu anlayabilmek için şu rakamlara göz atmak yeterli olacaktır. 2007 KPSS’na giren 210 bin adaydan 30 bini atandı. Atama bekleyen öğretmen sayısı 180 bin. Yani 180 bin yetkili öğretmenimiz işsiz. 2007-2008 döneminde 69 eğitim fakültesinin değişik bölümlerinden 36 bin öğretmen daha işsizler arasına katılacak. Rakam 216 bine yükselecek. Fen-Edebiyat fakültelerinden mezun olacak 26 bin kişiyi de hesaba katarsak işsiz öğretmen sayısı 242 bine yükselecek.

Durum böyleyken atamalarda branşlar arasında da büyük dengesizlik bulunmaktadır. Son beş yılda yapılan atamalara bakıldığında toplam 39 bin 120 kadroyla sınıf öğretmenliğinin başı çektiği görülmekte, sınıf öğretmenliğini 17 bin 938 kadroyla İngilizce, 14 bin 319 kadroyla Türkçe, 10 bin 510 kadroyla bilgisayar ve 9 bin 734 kadroyla ilköğretim matematik öğretmenliği takip etmektedir. 7 bin 758 kadroyla din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmenliği de son beş yılda atamada pay ayrılan branşlar arasında 6'ncı sırada yer almaktadır.

Buna karşılık bazı branşlarda atama sayısı çok sınırlı kalıp, toplam 29 branşlık genel eğitimde, MEB'in en az kadro ayırdığı branşların İngilizce dışındaki diğer yabancı diller ve sanat tarihi öğretmenliği olduğu görülüyor. Buna göre, son beş yılda Japonca öğretmenliğine 1, Rusça öğretmenliğine 11, Fransızca öğretmenliğine 25, sanat tarihi öğretmenliğine 42 ve Almanca öğretmenliğine 51 atama gerçekleştirilmiştir.

Bu tablo devasa boyutlara ulaşmış işsiz öğretmenlerin yaşamakta olduğu kaygıdaki haklılığı ortaya koymuyor mu?

Uygulama eğitimi için birlikte çalıştığımız stajyer öğretmenlerimin yaşadığı derin kaygıyı umutsuzluğu onlarla birlikte yaşıyorum. Bu kutsal mesleğe ‘’öğretmenlik yeterlilik sınavıyla’’ adım atmış biri olarak yaşadım.

Her yıl yüz binlerce gencin başarabilmek için ter döktüğü KPSS (Kamu Personeli Seçme Sınavı) yaşantımızdaki yerini ağırlıkla hissettiriyor. Bu sınavı başarabilmek için bekleyen ülkemizin dinamik gücü gençlere her yıl yeni gençler ekleniyor.

Büyük kısmı lisans seviyesinde diplomaya sahip öğretmenler. Lisansüstü seviyede diplomaya sahip öğretmenlerin sayısı hiç de az değil. Her biri kendi alanlarında yetkin. Yaşamları boyunca yüzlerce sınavı başarmış, fakülte eğitimi sonunda da diplomasında ‘’Falanca alanda öğretmenlik yapmaya hak kazanmıştır’’ ibaresi yer alır.

Ülkemizin kıt kaynaklarının kullanılarak yetiştirilmiş dinamik gücünün atıl durumda bekletilirken 50-60 kişilik sınıfların varlığı, bir çok dersin branş dışı veya ücretli öğretmenlerle doldurulması hazin bir çelişkiyi ifadesi değil midir?

Ülkenin geleceğine yapılacak en kalıcı yatırım eğitim olduğuna göre tasarruf adı altında yapılan uygulamaların ülkemize verdiği zarar ancak yıllar sonra ortaya cıkacaktır. Bu gerekçelerle zaman geç olmadan Türkiye’nin gerçeklerine uygun öğretmen yetiştirme ve istihdam politikaları geliştirilmesi öncelikli bir zorunluluktur.

KPSS’nin uygulanması diğer lisans, ön lisans alanları için makul bir çözüm olabilir. Kamu hizmeti göreceklerin seçilmesinde en iyinin, en yetkinin esas alınması doğal bir durumdur. Öğretmen olarak mezun olmuş kişi öğretmenlik yapmalıdır.

Bir çok braşta iyi seviye puan almak yeterli olmadığı gibi çok iyi puan almakta yetersiz kalmaktadır. Biyoloji, Elektrik, Fizik, Kimya, Matematik gibi branşlarda 90 ve üzeri puanlar gerekmektedir. Mevcut durum KPSS’yi yarış alanı haline getirmiştir. Bu yarışta ipi göğüsleyebilmek için çok iyi hazırlanmak bir zorunluluk olmuştur.

Atamada yeterli olacak başarı düzeyinin bu denli yüksek olması da kaygı ve stresi doğal olarak arttırmaktadır.

Onlarla birebir yaşadığım bu stresi ve kaygıyı azaltmak için bir şeyler yapmam gerektiğini yıllardır düşünürüm

Milliyet Blog öteden beri taslak düzeyinde olan bu projemi hayata geçirebileceğim yönündeki umutlarımı arttırdı.

Projem özetle MB’deki bu alanımı 2008 KPSS hazırlık platformuna dönüştürmek. Altyapım zaten hazır. Coğrafya öğretmeni Hülya Özcan ile hazırlamış olduğumuz 2008 KPSS COĞRAFYA HAZIRLIK kitabındaki bilgileri ve özgün sorulardan oluşan soru bankamızı da kullanarak oluşturacağımız program doğrultusunda belirli periyotlarla özet konu anlatımını gerçekleştirip, bunu özgün sorularla ve geçmiş KPSS sorularıyla destekleyip, kalıcı bir öğrenme süreci oluşturmak. KPSS’deki yeni gelişmeleri de adaylarla paylaşmak. Böylece yoğun iş ve okul temposundan KPSS’ye hazırlanma fırsatı bulamayan veya yaptığı hazırlığı daha kalıcı hale getirmek isteyen tüm adaylara bu zorlu yarışta şans tanımak. Bu arada coğrafyanın genel kültür soruları içindeki ağırlığının %35’i bulması önemli avantajlar sağlayacağını göstermektedir.

Sayın KPSS adayları, yukarıda kısaca tanıttığım bu proje için görüş, öneri, istek, eleştiri ve deneyimlerinizi buraya veya ozcan.m@hotmail.com adresine yazmanız yol gösterici olacaktır. Projenin uygulama aşamasına geçişte mesajlarınız belirleyici role sahiptir.

Musa Özcan Coğrafya Öğretmeni

 
Toplam blog
: 165
: 3919
Kayıt tarihi
: 25.08.07
 
 

Samsun Terme Şuvayip Köyü'nde doğmuşum. İlk ve ortaokulu Terme'de, lise öğrenimimi Ünye'de tamala..