Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ekim '06

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Limanda balık tutarken güneşin batışını izlediniz mi?

Limanda balık tutarken güneşin batışını izlediniz mi?
 

Akşam saatleri olduğunda limanın hem içinde hem de dışında güzel bir telaşa tanık oldum. Bu yazımda 10 gündür tanık olduğum bu telaşı anlatacağım. İnebolu limanındaki amatör balıkçıların akşam macerasını...

Akşam üzeri saat 6 sıralarında limanın içinde arabalar, bisikletler sıralanmaya başlıyor. Bir ellerinde oltaları bir ellerinde ne kadar çok balık tutacakları hayallerini yansıtan büyüklü küçüklü kovalarıyla balıkçılarımız limanın arkasına geçmek için demir merdivenlere tırmanmaya başlıyorlar. Birer ikişer blok atlanarak sıra sıra balıkçılar diziliyor. Oltalar açılıyor, çapariler hazırlanıyor, kurşunlar takılıyor. Herşey hazır olunca en uzağa fırlatmak için oltalar savruluyor.
Saat 7 olduğunda güneşin alçalmaya başladığı tarafa doğru baktığımızda uzunlu kısalı olta kamışlarının aşağı yukarı inip çıktığını görüyoruz.

Çaparisini yosunlara takanlar, taşların arasına sıkıştıranlar yedekleri takıp atmaya devam ediyor. Yedekleri tükenenler Akça'yı aramaya başlıyor. (1)

Çok dalga veya rüzgar varsa o kalabalığı bu sefer limanın içinde kayaların üzerinde veya limandaki babaların üzerine oturmuş görüyoruz.

Balığa gitme merakım Mehmet'teki (2) bitip tükenmez balık tutkusunu izleyerek başladı. Akşam saat 6 oldu mu hazırlıklar tamamlanır doğru limana gidilir. Limanın dışında veya içinde yer bulunur ve yerleşilir ve akşamın balık macerası başlar. Akoğlu (3) genellikle oradadır ve günün balık durumuyla ilgili bilgileri verir. Bir yandan da oltasına ya ekmek yada tuttuğu kaya balıklarını takarak balık tutmaya çalışır. Kurşunlarını yemişse de sabırla başkalarını izler.
Kemal Amca (4) henüz gelmemişse beklenir. Nerede balık tutacağı çok önemlidir. Limanın içinde balık tutarsa demek orası iyidir limana olta atılır. Deneyime saygıdır bu.

Mehmet oltasını atar atar birşey gelmez. O yoruldu mu ben (5) alırım. Ben atarım bana da hiç birşey gelmez. Bu arada sağımızdaki solumuzdakilerin çaparilerine üçer beşer istavrit takılır.

Çaparisini dolu çekenlerin yüzlerindeki gururlu bakış en uzaktan bile görünür. Balıklar iğnelerden çıkartılır, balıkçılığın en sevimsiz yanı da bu olsa gerek. Yeniden yeni umutlarla en uzağa fırlatılır.

Lodos esen günlerde ardarda birkaç gün tek balık bile gelmeyince umutlar kırılır ve ertesi gün gelenler azalır. Daha ertesi gün daha azalır. Sonra birgün poyraz eser ve liman kıyıları balıkçılarla dolar.

Saat 8 olduğunda güneş iyice inmiş ve o kızıl aydınlık denizin üzerinde parlamaktadır. Yarım saat sonra güneş denizin içinde kaybolur ve artık bir alaca karanlık vardır. Balık tutarken güneşin batışını izlemek bu balık tutkusunun ayrılmaz bir parçasıdır.

Artık gitme zamanıdır. Çapariler sarılır, oltalar toplanır. Balık tutan da tutamayan da mutlu ayrılır. Kimileri daha mutlu. Ertesi akşam yeniden burada buluşmak üzere herkes dağılır.

1 AKÇA: Kıyının hizmet neferi... 60 yaşlarında, çok konuşmayan, blokların üzerinde bir o yana bir bu yana dolaşan, veya ortalarda biryerde oturup bekleyen bir adam. Genellikle üzerinde cepleri çapari ve kurşun dolu bir ceketi vardır. Çaparisini kaptıran, kurşun yiyen hemen ona koşturur ve gerekli malzemeyi satın alır.
2 MEHMET: Kızkardeşimin eşi. Matematik öğretmeni ve balık tutma tutkunu...
3 AKOĞLU: Büyükhalamın torunu, ilkokul öğretmeni ve balık tutkunu.
4 KEMAL EMEKSİZ: Bizim çocukluk yıllarımızın tuhafiyecisi, şimdi emekli ve kıyının usta balıkçısı.
5 BEN : Mehmet'le beraber balığa giden, birazcık balık tutkunu...

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..