Sabahın ilk saatlerine, geceden kalma hüznü yayarak yürüyorum! 2012 yılındayız, sanki her akşam çoğaltılarak önümüze konuluyor hissi veren haberler-olaylar… Kışkırtıcı bir hüzün, ürkütücü bir çağ....
Kum: Bir savana düşü ki papatya tarlasının özlemine girip ansızın beyazlıklarını sunuyorlardı coşkuyla... Bekleyen çocukluğum! Renklerin kırılma noktasında babaların gittiği yerde o alkım... Uyan..
Buzbeyazı kuşkular hatırlatan kuşlar saklanır, sonlanmasızca başlayıp sönmeden sürdürmek istediğimiz o haritalara. Renklere yatırılan gecikmiş alizeler geri dönecek ve usulca uslandıracak yarayı.-İns..
Ding-dong, ding-dong... Saat gece yarısını haber veriyor, herşey eski haline dönüyor, aarabalar kabağa, atlar farelere ve ben ocağın başına dönüyorum küllerin arasına .. Külleri karıştırmaktan, b..
Oysa: en yaralı yerinden öpmeye gelmiştim yaralarımı gösterip... Kavak, rüzgar ve gün fısıldıyor, ışık ses ve gölge denizin diliyle bakakalıyor... Ben çayırlarda koşuşturduğum çocukluğuma takıl..
Kendimizi kaçırıp getirdiğimiz gecenin simli aynasındayız... Tam ortasında...! Bir önceki gecenin imgeleşerek sayfalara dökülmüş fotoğraflarına bakıyoruz hep beraber. Tekrarında değil devamındayız...A..
Bir öykü, bir şiir, bir metin nerden başlanır nasıl yazılırı düşünüyorum bir an ve ne yazacağıma bakıyorum… …Sözcükler sabırsız birer birer dökülmek istiyorlar beyaz boş sayfalara… nedeni, niçini, ..
Bağımsız bir yaşam sanatsız düşünülemez! diyen bir kaç yıldır Gaziantep' te yaşayan, kamuda çalışan ..