Gün gelir de aklına düşersem eğer, gülen yüzümle hatırla beni. Gözlerimdeki sevda ışıltılarını unutma SAKIN! Gün gelir de sevdiğini söylersen birine eğer, bir zamanlar beni de sevgi deryasın..
Gezdiğim şehrin sokaklarında rüzgârlar esiyordu. Sevdanı fısıldıyorlardı sessizce. Fırtınalar coşturmuştu Marmara’yı delicesine, dalgalar Burgaz kıyılarını dövüyor, dövüyordu. Aklımda yine sen va..
-Üzüldüm mü? -Bilmem! -Şimdi! Niye sordun ki? -Üzülsem ne çare, üzülmesem ne fayda. -Ağlıyor muyum? -Yok! Yok hayır. -..
Alevli yıldızlar dans eder semada, Nehirlerin üzerinden esen rüzgârlarda, Yokluğunun hüznü yayılır dalga dalga, Baharın iç açan güzelliğini örter, Ilık ılık bir rehavet çöke..
İstanbul’un isim yapmış saygın gece kulüplerinden birinin işletmecisi idi genç adam. O gece yine kalabalık ve yoğun gecelerden biriydi. Müşterilerin arasından bir ara girişteki kan kırmızı koltukla..
Ağlama, gözlerim artık ağlama! Yanıp yakıla döktüğün yaşları topladım. Ab-ı hayat suyu diye minik bir şişede sakladım. Hak edene verirsin DİYE! Üzülme, gönlüm üzülme! Asla üzülme! Kırı..
Kavak ağaçları, ulu yükseklikleri ile gökyüzünü kaplamış, kenarında sıralandığı patika yolu iyice karartmıştı. Genç kadın patika yolda hızla ilerliyordu evine doğru. Alacakaranlık çökmeye başlamı..
Su perisi, baharın şiirsel uyanışında, yağmur damlalarının yoğunluğu arasında, bir sağa bir sola koşuşturuyordu. Toprak perisi ile randevusuna geç kalmıştı. Geldiğinde de onu bulamamıştı. Yağmur..
Ben, baharı, yazı, kışı, neyleyim? Sensizliğe dem vurmuşum! Neyleyim? Gülü, bülbülü, sevgiyi. Neyleyim? 14 Şubat’ı. Kör kurşunlara vurulmuşum ben, kör kuyuların dibine vurmuşum. Kör sev..
Şöminede çıtırdayarak yanan ateşten yükselen alevlerin kızıllığı, kızıl saçlarına yansıyordu genç kadının. Alevler, birbirleri ile rekabet halinde dans ediyorlardı. Elindeki listeyi inceli..
Aydoğdu; kızgın güneşinde Ağustos'un, sararmıştı altın sarısı başaklar. Kırlangıçların göç dansın..