- Biliysen babo? - Neyi lo? - Şu köprü var ya… - Heee… Nolmuş ki? - Çok eskiymiş… - Haaaağ? - Öküz! Haaağ ne demek? - Ne bilem? - Bak kitabesinde yaz..
- Biliyon mu gaç aydır böbreğim ağrıyordu… - Biliyom geçmiş olsun, nasıl durumun? - Hamd olsun, iyiyim. Gittim nofrologa göründüm… - Nefrolog diyecen zaar? - Ne cacıksa işte o..
Ne yalan söyleyeyim, bundan birkaç yıl öncesine kadar radikal bir sivildim. Askerlerin sivillere tepeden bakmasına gıcık olur ve siyasi iradenin orduyu kesin ve tartışılmaz şekilde yönetmesini arz..
- Naber lo? - İyilik babo! Senden? - Valla nolsun sıkılıyom biliyon mu? - N’oldu da sıkılıyon? - Boş boş oturunca sıkılıyon işte… - Kalk gidelim domokratik tepkimizi göster..
Ne Alırsan Kahraman Kaşın çatık olacak…. Huyun yatık olacak! O nasıl olacak? Şöyle… Birini kaldır… Kalkmıyor mu olsun. O zaman ikisini beraber çat! Çat lo! Bak öyle baktın mı çok ..
- Oğlum Scotty!- - - Buyur gaptan! - - Len seçimlerde hangi partiye oy verdin? - - Abi, dediydin ya hani, motor distrübitörüne benzeyen partiye… - - Ona mı verdin lan? - ..
Üzerinde konuşacağımız ortak anlamlar kalmamışsa; bir arada kalmamız için de bir gereklilik kalmamış demektir. Bu gün memleketimizin umumi ahvali, anlamsızlığın bir sis gibi her yanımızı kapl..
Gene ailemizdeki diğer herkesten şüphelenmemize yol açan bir seçim yaşadık. Öyle ya iki kişiden biri siyasal dinciliğe oy verdiyse… Bu işi muhafazakâr demokrasi vs diyerek tanımlamak artık yet..
Aslında sorular çok ama aklımıza geliverenler şunlar: PKK meşru bir örgüt mü? PKK Kürt kökenli yurttaşlarımızın temsilcisi mi? PKK’nın talepleri Kürt kökenli yurttaşlarımızın taleple..
Haşlanan bir kurbağa gibi usul usul gidiyoruz yok olmaya… Mayo reklamları kaldırıldı, ruhumuz bile duymadı. İçkili mekânlara fiilî baskılar başladı, kulak arkası ettik. Kılık kıyafet ad..
Eczacıyım, memlekete meraklıyım.....