Mutluluk çocukluğumdan kalma minik bir anı gibi canlanıyor zihnimde. Minik adımlarımdan anımsar gibiyim kahkahlarımı. Soyutlarımdaydı, biliyordum. Ama muhakak oradaydı. Ellerimdeydi, burnumun ucund..
En son ne zaman kendin oldun? En son ne zaman kendin için bir şeyler yaptın? En son ne zaman birilerine beğendirme çabası gütmedi yaptıkların? En son ne zaman birilerine kendini anlatmaya çalışmadı..
Bir garip varlık... Kendi dünyasının belirsiz cümlelerinin noktası olmaktan bıkmış bir şekilde savruluyor bir kalemin ucunda. Hayalleri anlaşılmayacak kadar karmaşık bir varlık anlatılıyor bu hayat..
Küçük adımlar, küçük adımlar… Koşarsan düşersin. Yavaş yürü. Adımlarını düşünerek at. Etrafındaki taşlara dikkat et. Çok hızlı olma. Diye diye geçirdiler bizi bu yollardan. Önemli yollarmış hani… ..
Bazen, zorla ‘gerçekten istiyormuşuz’ gibi yaptırılan işlerle meşgul oluyoruz. İçimizden geldiği gibi yaşama kavramını yanlış algılayıp kendimiz olmaktan kaçıyoruz. Mutluluklarımızı başka olaylara..
Mutluluk kime göre mutluluk? Bir mavide mutluluk, bir yeşilde mutluluk, bir insanda mutluluk.. Bir insanın dudaklarını gözlere doğru ilerleten bir tebessüm müdür mutluluk? Belki de bir Pazar günü..
Küçük ülkemin büyük insanları, küçük gündemi büyütme meselesinde takıntılı. Takıntılı insanları yadırgamamak gerekebilir. Evet bir şarkıda, bir sayıda, bir günde, bir dizide… vb bir çok konuda ..
..