Sana dokunmak, sana bakmak, kapanmak üzere olan gözlerine son bir defa daha konuşmak istiyorum... Yaşam senle bende kısa kaldı, sen kendini benden kaçırmaya bakışlarımı gözlerinden çekmeye çal..
Kaç yılım var ardına gözyaşlarım ile bakamadığım, kaç gülme zamanlarım var düşlediğimde beni gülümsetecek, kapanmış ne kadar umut kapısı var, aralayıp beklentiye düşme zamanım var, bir aşk bu resmi..
Karanlık bir odanın penceresinden fırlayan bir ses, içinde üç masal, anlatanın gözyaşları, birbirleri için ölmek isteyen sevgililer, sonra bir masal, yer gök ufka karışmış, görünmeze bakan gözler v..
Belki de yaşamımda gereksiz çok şey vardı benim önemsediğim… Boşunaydı belki de sevgi adına yaşamı zorlamak, düşünmek gerekti şüphesiz, sevgi yokluğundaki yaşamda var olmanın anlamını...
Geçmişimden gelen, çözümsüz gece düşüncelerimin bu günlere sarkan çaresizliklerimdi asıl yaşamıma tedirginlikler ekleyen… Şüpheler ve onun ardına gizlenen gece kabuslarıydı hayatımı bu günl..
Penceresi aralık bir balkon camından aşağıya doğru bakıyorum… İçimden veya aklımdan geçen çapraşık konuların içinden fırlayan bir cümleme düştü tüm anılarım…. Bir gün sonu..
Buz kesmiş bir ateş bu zemheride, Geceye uzanmış düş kurmalar, Yarınsızlık bu umutlardan düşen, Sense asfaltın koyusunda gecenin geçinde… Umuda kurgulanmış bir düş sa..
Bugün sadece Göç Kızı’nın yolculuğu gelip oturdu beynimin kıvrımlarına… Bir anda gülümsedim veya kısık bir ses çıkararak, güldüm… Onunla ilgili garip bir anı geldi aklıma… O..
Vakit oldukça geç zaman diliminde, gecenin sonuna yakın gece, gece yarısı sonrası, zamanlarındaki sınırsız düşüncelerle, tüm olmazların ardından sıyrılıp kendime iç huzuru sağlayacak bir yerdeyim…<..
Severek yaşamak, sevilerek yaşamak ve ardından ihanet zincirleri ile sırtımızın yaralar içinde kaldığı, kanımızın donduğu, ağlamak sütunları ile ezildiğimiz bir bensizlik çamuru… Kaybettiğimi..
Hayat mı hırçındı yoksa yazı mı? ..