Hayat tam orta yerinden kırıldım sana. Aklım bir yana düştü şimdi, yüreğim diğer yanda. Cebimde küstüklerim. Kendi gözümün körü kendi sözümün yalancısı gibiyim. Nakaratı olmayan bir şarkı dil..
Olmadığın bir yerden bakıyorsun şimdi bana. Hiç tanımamış, hiç bilmemişsin gibi. Koca bir caddenin tam ortasında, gözlerin gözlerime değip geçiyor. Bir bakışında saklı oysa tüm sözcüklerim. Ardına..
Dokunduğun an dağılıverecek bir kumaş parçası gibi ömrüm. Vitrinlerdeki hiçbir elbiseye rengim uymadı. Yama gibi eğreti tek başınalığım. Üzerimde yılların tozu ve ağırlığı... Bir prova manken..
Zamanın en acımasız yerinden yakalandım yine hayata. İpince bir çizgideydi herşey. Ve ben kalınlaştırmaya çalışıyordum bu çizgiyi ucu çoktan bitmiş bir kalemle. Zamanın en ince yerinden yakalandım yin..
Yokluğun bir örümcek gibi...Ağını attı. Yavaşça içimde sarıyor şimdi. Beynimin her bir kıvrımına yerleştiriyor seni sinsice. Yerleşiyorsun. Her gün biraz daha hapsoluyorum kendi içime. Çıkış yol..
Gözün görmediği mekanlardayım. Sözün terk edildiği susmalarda. Zamansız. Gözden ve sözden uzak, hayatın üzerinde bir ip cambazıyım şimdi. Yürüme gayretindeyim. Düşeceğim yer açık seçik. Zamanın d..
Hayat ikinci el elbiseler satan dükkanların tezgahına düşmüş sanki. Defolu. Hayat üzerimde eğreti duran bir elbise. O mu benim üzerimden dökülüyor. Yoksa ben mi sığamamışım içine bilmiyorum. İğne ipli..
Susuyorsun. Bu seferki ne bir meziyet ne de erdem. Dile dökülmesi gereken o kadar çok kelime var ki şimdi, şu anda. Aklındaki ve yüreğindeki iyiye, güzele dair tüm sözcükler hırpalanmış ama olsun. Yar..
Bir fotoğraf karesini tutmak şimdi... Bir fotoğraf karesinden şimdiki zamana tutunuvermek... Ellerinde seneler öncesinin yansıması. Ellerinde senelerin ağırlığı...Saçların aynı. Rengi ve şekli bug..
30’ lu yaşların ağırlığında geçiyor artık yaşam ama teğet geçerek, ama kurcalayıp didikleyerek...İst..