Düştüm bir gölge dibineÜşüdüm …Kuşatıldım …Tökezledim …Buz kestim..Büyüdüm sanmışımAma daha çocuk bile değilmişimMeğer ne kadar cılızmışımYol aldım sanırkenHep yeri..
Ne kadar kindar oldum!Ne kadar hunhar oldum!Tanımıyorum bu şeytani ruhuBu karanlık gözleri bilmiyorumKıvılcım saçan bu bakışlar kimin!?Kimin bu katran karası boyanmış surat Del..
Kendini kendinden koruyamazsınKendini kendinden sakınamazsınEn dip deliklere de girsen Saklanamazsın!Önce aynalar çıkar karşına Birer ikişer tokatlar yağar yığın yığınSonra sil..
Ellerim vardı küçücükÇakıl taşları bile sığamazdıKâh soğuktan morarırdı parmak uçlarımKâh çatlaklarla dolardı ellerimKaç defa kızmıştı annem Oynuyorum diye çamurlarla“Oynama şu..
Bin umut ektim çorak toprağımaNe gök bulutlandı ne de yağmur yağdıHal bu ki çıkılacak daha uzun yollar vardıBu sabah perdeyi ekenden açtımKendimle yeniden kucaklaştımŞöyle bir silk..
Mavi bir alaz düştü bahçemeO eriyip yiten zamanın Kalan külleri savruldu avuçlarımdanKavruldu ellerim, tutuştu, yandı, Gün sarısı yanıklar kaldı ardaYağmur bile dindi acısından
Sus…Gözlerinden okunsun acın, sızınİçine aksın kanlı göz yaşınYağmurlar silsin yüreğindeki acının izleriniHazana bırak sararıp soldursun derdiniSen… sus…Poyrazların önüne kat ..
Islak gözlerim kavuruyor toprağıCayır cayır yanıyor her zerreAzrailiyle cenk ederken bedenKan yangınları sarıyor çepe çevre dört bir yanıBir zelzele bir sarsıntı dikleniyor Bedenim..
Sessizlik istiyorum artık birazBu keşmekeşin içinde kendi soluğumu duyamıyorumSesim duyulmuyor daha da kötüsü AnlaşılmıyorumSessizlik istiyorum artık birazBu sağır edici uğultu din..
Uyu! Gözlerinde bir buruk sevinçYüreğinde ayrılığın ağır acısıGözyaşların donmuş, varamaz ki toprağaSesin ulaşamaz artık sılaya!Bedenin külçe gibi, yorgun ve harapSen boş ver lim..
Hayatta bir kez gittiğinde asla geri dönmeyecek üç şey zaman, sözcükler ve fırsat hayatta hiçbirzama..