Şimdi onlar Bitez' deler, denizde, can can can. Şimdi sen İstanbul' dasın, işte, of of of. Deniz burada çok güzel, diyordu Aşk; İstanbul işten bakınca, dedin sen, çirkin!O ne sıcak o ne sıc..
Güllük, saat 06.45, kalkmalısın Aşk, hadi kalk, kalk ve yüzünü yıka, in, inmelisin denize güneşle birlikte, yüzmelisin bana doğru, bana; ben İstanbul'da, bir ben Burgaz suyunda sensiz kayalar..
Saat 08.30, mesainin başlamasına daha yarım saat var; vapurdan yeni inmişsin, İstanbul pırıl pırıl, yürüyorsun Karaköy'de başın her yanda, tebessüm üzerine tebessümle.Oturdun otobüs durağında,..
Üç dört beş kişi oturmuşlardı gölgede, akşam güneşinde geçen kadınları, kızları seyrediyorlardı; sen de seyredenleri izliyordun; seyredenlerin gözlerinden seyredilenleri.Tabureleri rengarenti.
H.Paşa'da kadın, trenden yeni inmiş, vapura binmeden önce, zaman değerlendirmesi, kulağında müzik, sallanıyordu gözü denizde. Kadının saçları kırmızıydı, kadının duruşu aynı sendi, uzun boyluyd..
Altı temmuzda Ordu'da olman şart, bir yeğenin var dünya tatlısı, ona iyiki doğdun Yareeen!...demeden olmaz.Üç temmuzda İstanbul' da olmak zorundasın, Aşk'ın tez savunması var, hadi ben gidiyor..
İstanbul bu kadar sıcağı sevmez, sen sevmezsin, Aşk; o zaman gidip konuşsak sıcakla, durumumuzu izah etsek, belki anlayışla karşılar bizi ve gider sessizce.İstanbul'da bu sıcakta, şu mağazada..
Bostancı'da denize sıfır, hatta denizin içinde bir yer, ne yersin?Adana iyi gider değil mi, yanında ayran, bir Adana daha, finalde çay, manzara zaten harika, güneş battı batıyor, martılar ..