Seni konuşuyorum rüzgarlarla bir fasıl akşamında terasımda, yıldızlar kayıyor çatlaklarıma... Üzülmelerim süzülüyor gözlerimden evrene, evren sen oluyorsun, dönüyorsun bir yörünge de... ..
Yıkacağım, yıkacağım, yıkacağım... Bedenimi parçalarcasına vuracağım o duvarlara... Ama yıkılmıyor, yıkılmıyor... Vurdukça bir parçan geçiyor duvardan, yıkılmıyor... Yıkıl, yıkıl, yıkıl!
Akar duygularım zamanda senin doğana inat..Korkmam basarım topraklarına. İşgal etmek için değil... Ateşinle közlediğim böğrümü, yollarına vurup gözlerine serpmek için... Suladım seni. Çatlaklarında..
İhtimaller denizinde kabaran şu dalgalar, vurmasa kıyılarıma. Söküp atmasa yosunlarını, bana. Törpülemese kayaları, çekmese kumlarımı ya da ben o denize dalsam, ihtimallerin o, "bütün hallerini" ya..
Hiçbir kum tanesi benim yaşama bıraktığım parçalarım kadar küçük, ve hiçbir parça yüreğim kadar büyük olamadı. Korkular sarsada bedenleri o bedenler korktuğu yerde aradı ruhunu... Bu gece, bu odada..
Hızlı okumaya alışmış gözlerin, özetlemeyi seven mantığın ve cebinde hala bir jokerle gezip, ince matematik hesaplarıyla sevginin kimyasını bozan sahipsiz formüllerin var...Bunlarla çözülemeyen kim..
Birinin ıssız adamı, diğerinin geçmişi olmayan adamı, bir başkasının da kardan adamı oldum. Nihayetınde kendim adam oldum... Durduğum nokta aynıydı... Sadece nokta, ne üç nokta ne de virgülü olan b..
Bastığım asfaltta her ruhun acısını, sevdasını, yaşamını hissederek yürürken; kulağıma gelen bir ses var. Senin sesin zannederek çevirdiğim yüzüme, sert bir tokat atan rüzgar, benim hissettiklerimi..
İyi ki doğdum. Doğdum dedim durdu zaman anlık da olsa. Durdum, düşündüm... İyi ki doğmuşum be, iyi ki doğmuşum da sevmişim seni. İyi ki doğmuşum da görmüşüm gamzelerini, iyi ki doğmuşu..