dalgaların yaladığı irili ufaklı bordo, bej, gri çakıl taşları aralarında deniz kabukları da var onlarca kişinin ayak izleri karışmış her seferinde sünger çekiyor üzerine
varlıklı bir ailenin orta boy yatını izliyorum bizim kitapçının terasından, akşam üstü serin oluyor da, ancak oturulabiliyor, bi şemsiye alamadık ki gölgelik yapıversin.. yelken direkl..
tam sana alışıyorum sensizlik çıkıyor karşıma, önemli değil ben ona da alışıyorum ama sonra yine sen giriyorsun aramıza.. halikarnas şarapçısı ..
evde yapılan hesaplar tutmuyor çarşıda, ilacı hep başka yerde arıyorum oysa şifa kendi koynumda, ilham da böyle bişey, başka diyarlara, başka muhitlere gitmeye n..
gel bir daha, iki olsun bu yeter bu kadar fasıla, nasıl olsa sevmiyor muyuz birbirimizi hala? halikarnas şarapçısı ..
müzik, ruhun nidasıdır şarap, ruhun gıdasıdır aşk, ruhun belasıdır sessizlik, ruhun selasıdır uyku, ruhun sefasıdır beden, ruhun cefasıdır sevmek, ruhun ci..
son bikaç yıldır gönlümde bir heves, her nefeste içime sen doluyorsun Neles, yanımda sen yok iken hayat sanki bir kafes, bodrumdaki herkes benim map..
geçmişim beyaz yalanlarla doluydu bu yüzden beyaz bir sayfa açtım kendime, beyaz bi evim oldu önce, sonra beyaz bir çiçeğim, beyaz güvercinler konmaya başladı balkonuma ..
saçları harman gözleri derya vücudu yılan gerisi hülasa taş bebek misali bi kadınla şehvetle sevişirken bile seni düşünüyorum, şimdi söyle! aşık deği..
Gözler, irili ufaklı, renksiz çakıl taşları gibi ama parlak Şekilsiz ama estetik, biblo gibi çekici, sevimli Ufuk çizgisi gibi sürmeler, akşam güneşi gibi ışıldayan göz bebeği Kir..