Gönül aşka bir kez düşmeye görsün Yürek pırpır dilin döner şaşkına Varsın gül bağını ateşler sarsın Sürülmez mi Âşık Veysel aşkına Bülbül nasıl kıysın gonc..
Kaç gündür nöbetlerde dilim Şiirlerimi dişliyor isyan, susuyorum, Tüm kelimeler kifayetsiz kalıyor Henüz söylenmemiş bir özgürlük türküsü! Yapışıp kalıyor dudaklarım..
Karda açan kardelene benzer sana duygularım Tutunuyor yüreğimin topraklarına köklerim!. Sen benim ilkbaharımsın Ve ben her ilkbaharda sende yaşıyorum… Dalları..
Evvel karanlığın beşiğindeyken Şafağı Atamla ördün Ankara Tarihin içinde beyaz bir sayfa Özgürlükler için vardın Ankara. Kaleden geçerken rüzgâr serinden
Aşkın ateşiyle yaktın özümü Yar seni gönlümden silemiyorum Aşk olup gezersin damarlarımda Kendimi kendimde bulamıyorum Nettin güzel söyle beni neyledin Aşkın..
Yeşil Ünye! m yolun aşkın yoludur Ömür hasretinle sökülür gider Yalı boyu âşıkların doludur Hasretin dağ olur yıkılır gider Sarp kayalar yol keser yol vermezs..
Köy Enstitüleri Yüzlerindeki aydınlığı Yarına taşımak için Umuda yürüdü köy çocukları Yüreğini avuçlarına alan düştü yollara Uyansın diye köylü çiftçiler Halkın yana..
Susma artık konuş, ömrümce sustun. Ellerimde zincir olma bu sene Dur yeter kanayan yerime bastın Zulmü kendine hak bilme bu sene * Nasırlı ellere nedir eziye..
Yokluğunda bedenimi ölum kokan alevler sarıyor Gelişlerine özlem yağmurları yükleyerek Umarsıza can çekişiyor gözlerim... Ey yüreğim bırak hıçkırığımla boğulsun gece...
Ne zaman düşlerine kapasam, Gönül kapılarımı Senli hayallerim dolanır ayaklarıma Rüzgârlara asarım kulaklarımı Gelişini müjdeler, rüzgârlar bana…..