Yağmur adamlara ve gökkuşağı analara... Tuz gölü, beyaza çalar mavisiyle, çimen yeşili bozkırın ortasında kocaman bir leke gibi duruyordu. Gökyüzü, tam ufuk çizgisinde durgun göle kavuşmu..
Bir düş gördü. Kınalıydı... Yumuşacık, beyaz tüyleri vardı düşün... Önü sıra yürüyordu. Sonra yok oldu. Kınalı düşü yok oldu. Anasına sordu: "Sen biliyor musun? Sen gördün mü nereye kayboldu? Nenemin..
Sisli, puslu bir hava… Gökyüzünde kara bulutlar dolanıyordu. Sinsi bir rüzgâr evlerin çatılarında gezinip, bacalardan çıkan isli dumanı sağa sola savurmaktaydı. Köşe başındaki marketin yeşil beyaz ..
Yaz bitmiş, güneş bulutların ardına çekilmişti. Serin rüzgârlar yalıyordu evin duvarlarını, ağaçların yapraklarını. Bütün yaz doya doya güneşin sıcaklığını içmiş yapraklar dalların arasında üfüren ..
Balkon demirine bir kumru kondu. Az önce sulanmış çiçeklerin yapraklarından su içti. Kuyruğunu havaya dikmiş, saksıya eğilmiş su içerken üst katta bir pencerenin kapanmasıyla irkildi, uçtu, az öted..
Güz mevsiminin başlarıydı. Birlikte oynadığım, birlikte çitlembik ağaçlarına tırmandığım çocukların ağzından düşmez olmuştu sarı kız sözü. Söylediklerine göre sarı kız götürecekti bizi okula. Saçla..
İlyas saatin sesiyle uyandı. Gözlerini açmadan el yordamıyla saati bulup alarmı susturdu. Gözlerini ovuşturup ağzını kocaman açtı, esnedi. Esnerken fillerin bağırtısına benzer bir ses çıkardı. Kalk..
(Bu öyküdeki kişi ve olaylar tamamen düş ürünüdür.) Birinci kadın arabasını yolun sağına çekti, yeni açılmış alışveriş merkezine baktı. Hazır durmuşken bir iki telefon konuşması yapac..
Herkes yazar, herkes bilgedir bu masal memleketinde... Evvel zaman içinde, paçalar çamur içinde.. bir varmış, bir yokmuş, yokluğun derdi çokmuş. Develer peygamberlerin, pireler devlerin iken, yok..
Ayakları bedenine direnmeye başlamıştı yokuşun sonunda. Üç beş adım daha çıktı mı tepeye varacaktı. Durdu. Ellerini beline dayayıp soluklandı. Ne olacaktı ki üç adım daha yükseğe çıkınca! Büyüye..
Milliyet Blog