Ben ışığa, ben sıcaklığa hasret kalırsamLekesiz bir aşkla yalnızlığın pası çıkar sanırdım!..Gecenin gözlerinde ayrılığı ezberlersemVuslatın yolunda ölüm durmaz bilirdim!..Acısı ..
Ben uzakların dinmeyen rüzgarı Yerküre kabuğunu kıran derin dalga. Sen bağların, bahçelerin Ağustos sıcağına direnen Karlı dağların asil yüzü. Yüreğinde aşkı ebedileştiren adam
Biliyor musun göğsümde toprak, Ellerimde bahar kan ağlıyor! Yağmur dalgın, sular unutkan Bu mekanda çiçekler hep kuruyor... Can, cananı bulmak için Aşkıyla kör ebe oynuyor! ....
Silmedim senden yana, Senden yadigar hiçbir izi.Uzanmadım ufka sensiz, Terk etmedim şafak sökmeden dağın yamacını.O gece tek başıma kaldım, Tek başıma üşüdüm Ve gecenin kapkara göz..
Bir kördüğüm çözemediğim, Bir sızıntı derinden güne doğru Bir de kaçış özleme! .. Umutlarda alınganlık, kırılganlık... Nerede o eski kuşak, O tapılası sevgiler/sevgililer? <..
En olgun anındaydı karanlıkHasretine yol verirken yüreğimKorkularım kaygılarımla el eleSallanıyordu gün alacasında Diz çöküp yalvaran geceye inat. Suskunluğuna bürünmüştü zaman <..
10 Kasım 1938 adım, Türkiye Cumhuriyeti ölmedi, ölmeyecek, Soyadım... Başka bir gün bu gün Bulut yaş döküyor, gök mavisini arıyor Kalp durmuş, dil susmuş Yaşam toz-duman..
Çocukluğumda elimden tuttu Gençliğimde arkamdan koştu Yaşlılığımda önümde durdu Sendelediğimi görünce bastonum oldu Ayak seslerimde can buldu Gölgemdi “Sırra kadem..
Yüreğin, yüreğimin koruyla tutuşsaydıBu kadar korkmazdımGün batımlarında doğan aşklardanYa da onlarca kez ölmezdimZamanın dudaklarından öpünce kader!Aklını yitirmeden sürseydi..
Sen sarı hüzün, Sen erimeyen kar tanesi. Aşkımın sırdaşı, aşığımın yoldaşı, Sevdiklerimin mezar taşı! .. Aşinayım sana, yoluna, yolcuna Gözünden akan yalancı yaşına Ha..