Günün sabahında, güneş doğmadan sen doğsan içime dediğimiz anlarda, içimizi ısıtan demli bir çay gibi içimizi bakışları sevgisi ile ısıtan sevdiğimiz, âşık olduğumuz yüreğimizi ona teslim ettiğimiz..
Neden bilinmez, haydi gel beraberce güzel düşler kuralım, onun peşinden gidelim denilse kaç kişi gideriz ben dahil? Neden tek başına düşler kurarız? Kendimize ait olan düşlerin içinde sadece kendim..
Çek git yalnızlık yanımda, tek kişilik masalardan uzaklaş. Dinle beni uzaklaş, senin yanında üşüyorum sevgisizlikten. Yorulmadın mı gönüllerde davetsiz misafirlikten, etrafın dört duvar karanlık sı..
Gündüz bir düşe sevdalanmak,ölüm mü düş mü sevdayı yüreğinde aşk'ı bestelemek ne kadar zor. Kaç gece ağladım,sevdasız sabahlara uyandığım için. Hüzün dolu çanaklarda ekmeğimi kaç defa ban..
Sevmek nedir? Hoşumuza giden bir şey midir? Yoksa hoşumuza gitmese de seveceğimiz bir duygu mudur sevmek? Hoşumuza giden, sevdiğimiz eşimizi çocuklarımız sevmek dışında, tüm insanları sevmek. Onlar..
Evin karanlık koridorları gibi, bazen karanlıklarda kalıyoruz ve yaşıyoruz her neden ise. Karanlıkta yatar gibi. Işık olan yerdeki canlılığı güzelliği görmeyen göz ve gönül her yeri kar..
Çayı ben çok severim, çayda beni çok sever diye düşünüyorum. Çayın demi demlikte gözüm bardakta beklerim tam demlenme anını, beni mutlu edecek anını beklerim. Bilirim beni mutlu etmek için du..
Soru sormak veya cevap vermek bazen hoşumuza gitmez. Ya sorulan sorunun yüreğimizde ki vereceği derin tahribat korkarız ya da vereceğimiz cevabın cevabınız göre değildir .Aslında vereceğimiz cevap ..
Farkındamıyız bilmem yaşarken çoğu güzelliğin farkına varamıyoruz, veya görmüyoruz ya da yetişmek için yolları ya birileri kapatmış, ya da biz bizi meşgul eden boş işlerle meşguluz ki göremiyoruz..
Bazen karşımızdakinin sessiz olmasını anlayamayız her nedense. Sanki konuşmaya mecali yokmuş duygusu hissi oluşuruz bizde. Hiç birimiz Mevlana ve şems olamayız bu da mümkün değil ki. Mevlan..