Uçurtman olsam elinde, Dağda, kırda, bayırda…Bilsem ki bırakmazsın, İpim sarılı belinde…Bilirsin parçalar beni yalnızlık, Uçsam da uzaklarda.Ayırma beni yanından…Gönderme..
Dostluk, insanı dik tutan bir coşkuymuş, avuçlarında hissettiğin bir yürek ışığı…Bir bütünleşmeymiş. Arada mesafeler olabiliyormuş, insan her istediğinde yanında olamıyormuş. Fakat öyle bir bağ..
Kıbrıs’tayız. Beş ile altı yaş arasında bir yerlerdeyim. Hava sıcak, yaz ayının, nefes alma diyen günlerinden biri… Lojmanın bahçesinde limon ağacının gölgesinde bebeklerimle oynuyorum.İçerden Ba..
Gelemeyeceğini bile bile beklenen can…Acıların ötesinde buluşmalıyız seninle…Sancıların ötesinde bir yerde..Kuşların korkusuzca yavrularını beslediğiCanın canı özlediği bir yerde…Ç..
Ne bileyim ne işte... O yüreğimi sıkıveren el, Ne bileyim ne işte... O beni benden alıveren yel, Ne bileyim ne işte... O dilimdeki tek hece "Gel", Ne bileyim ne işte....
Başım öne düşüveriyor hemen....Özlemin içimde ağırlaştıkça...Kanatlarım düşüveriyor iki yanımaYolum yolundan uzaklaştıkça...Acıkıveriyor gönül kursağım, Bir tek söz alsam ağzından..
Sen miydin gülüm, sen miydin sarp kayalara aldırmayıp da buradayım diyen.Bıktım gülistandan, bıktım güllerin yarenliğinden diye yazıya, yabana misafir gelen.Varsın kimse görmesin rengimi, varsın ki..
Nasıl da beklerdim yollarını…Bir tahta çubuğa nasıl da güzel dolardın hayallerimi…Dert miydi tasa mıydı yüze gülmeyen söze gelmeyen dostlar? Macuncunun geldiğini söylemezdim olur biterdi. Topunu verme..
Öyle uzun boylu aramaya, umutsuzluğa kapılmaya hiç gerek yok kanımca. Mutlaka bir taş dokunur tekere onu ararken… Ya da buldum sanıp serap görürsün. Nedir yaşamın senden istediği bilmek istersin. Bey..
Ne kadar yorgun gözüküyorlar değil mi? Değiller yalnızca gururlular…Çünkü hep dostluğa uzandı onlar.Şefkatten, merhametten başka hiçbir şey bulaşmadı onlara…Umutsuzluğu kovaladılar… Umudu..