Nasıl da canı yanıyordu, nasılda içine işliyordu küçük parmağında ki o küçücük nasırın acısı. Düşündü..."Ya bu nasırı halletmeliydim, işte şimdi parmağım kangren oldu bu nasır yüzünden" dedi ke..
Bugünlerde kendimle başım hoş değil, aslında hiçbir şeyle başım hoş değil, aslında benim başım hoş değil, sanırım sorun burda...Ne güneş çıksın istiyorum, gözlerimi kamaştıran, ne yağmur ..
Yaz-bahar aylarının şenliği gibiydi onlar bizim için. Kış bitip bahar geldiğinde çekirge sürüsü gibi birden hucüm ederelerdi kasabaya. Her köşede biri olurdu, nerden gelirlerdi yaz aylarında, nerey..
Evcilik oynayan, gizli gizli annesinin, ablasının elbiselerini giyen erkek çocukları, sadece yanlız kaldıkları zamanlarda -kendi- olabildikleri kişilikleri, gizli düşler-hayaller, kabına sığmayan d..
Bir umut, biraz belki, biraz acaba...Tedirgin bekleyişler, gergin anlar, ilaçlar, iğneler, doktorlar, hastaneler... Yıllarca ilaçlara bağlı yaşamak, yıllarca çözümsüz sorunlarla uğraşmak.
Arkadaşın en iyisi olur, komşunun en iyisi olur da Milletin vekilinin en iyisi olmaz mı? Olur tabi ki! Peki en iyi vekil kimdir? En iyi vekil, en çok düğüne gidip en çok alt..
*Dilim seni dilim dilim dileyim, başıma geleni senden bileyim! *Sen seni bil sen seni, sen seni bilmezsen patlatırlar enseni! *En zor bilim, kendini bilmektir! *Ne oldukları..
Cehalet tarih kadar eskiydi oralarda. Mardin kan gölü... Gözyaşlarını tutamıyordu Küçük Mehmet, "Önce babamı gördüm, sonra annemi, sonra ağabeyimi sonra da diğerlerini, ölmüşlerdi". Çırpınıyo..
isyanım sanadır ey zaman...günler, geceler içinde devinirken, sonsuzun içinde sıkışmışım...koşmaktan yorgun düşmüş bedenim.fırtına öncesi sessizliğinde, kasırga sonrası gibi harab b..
Yürek sızısı bu, ama ne yazık ki gerçek... Çok yakın bir zamanda, İstanbul'da görülen bir dava sırasındaki diyalog. Masum, çıkarıldığı mahkeme sırasında, yanında pedagog oldu..