İntikam alır gibi saldırıyor yalnızlık... Aşk, aşk, aşk! Sende yalnızsın biliyorum, Biliyorum senden de intikam aldı bu yalnızlık. Aşk, haydi duy! Birlikte olalım se..
Donuk donuk bakıyordun günbatımında rüzgara. Zamanı durdurmaya çalışırken parçalanan düşüncelerini katıyordun belki esintisine... Hiç bilemedim, bakışlarındaki yağışlı mevsimleri.....
Dinle kendini, kulak ver sesine... Bak duvarlardan yüzüne, defalarca... Saklandığın masallardan at kendini dışarı, izin ver gerçeklerin yüzünü parçalamasına... Bırak, bırak, bırak... Bütün bunların..
Kumdan bir kalpti, tüm yaşadığım... Her bir tanesinde ben vardım. Her bir tanesini yolladım, örülmüş kumdan kalelere... Tanelerimle güçlendirdim olmadı. Yıktım, olmadı. ..
Acımtırak hayallerimi fırınlanmış geçmişimle sunsam önüne, kokusundan gidersin...Giderken bakarsın gözüme, sarımtırak hayallerle...Sen bakmaya devam et, ben gözyaşlarımı gözlerine gömdüm... Belki z..
Tüm hızınla yoluma çıkma çabaların... Benim o yollarda defalarca kaza yapmalarım ve lastik izlerimde kendimi görmelerim. Görüpte hızımı kesmemelerim, ardından takla atmalarım ve iç kana..
Hızlı okumaya alışmış gözlerin, özetlemeyi seven mantığın ve cebinde hala bir jokerle gezip, ince matematik hesaplarıyla sevginin kimyasını bozan sahipsiz formüllerin var...Bunlarla çözülemeyen kim..
Ne demiştin? Vıcık vıcık mı? Ne demiştim? Şekerli sakızım mı? Ne düşünmüştün? Ne düşünmüştüm? Hani ağzımda ki sakız olsan, çiğnerim seni! Güzel mi? Hayır! ..
Gel sahile gidelim, biraz sohbet edelim... Gölgede serinleyip, ciğerlerimize okyanus kokusunu çekelim... Serinle sen de, serinleyeyim ben de. Sana bir kabuk bulayım kumsaldan...
Yıkılmayan o utangaç imgen, kendi varlığından habersiz tüm hücrelerimde dolaşarak sarıyor beynimi. Makarada ki bir film gibi, yansıyor gözlerimin önüne. Kesik kesik te olsa gülümsüyor, utanıyor, ve..